proof

  1. Noun delil
  2. Noun kanıt
  3. Noun, Religion-Faith furkan
  4. Noun hüccet (outdated)
  5. Noun delil, tanıt.
    by way of proof: delil olarak.
    give/show proof of sth.: bir şeye delâlet
    etmek, bir şeyi göstermek.
    It is proof that he is honest: Bu, onun dürüstlüğünün delilidir.
    proof positive: kat'î delil.
  6. Noun kanıt, ispat.
  7. Noun kanıtlama, ispatlama, doğruluğunu gösterme.
    burden of proof: ispatlama zorunluğu.
    The burden
    of proof lies with the prosecution: Davacı iddiasını ispatlamak zorundadır.
  8. Noun deneme, tecrübe, deney, imtihan.
    to bring/put something to the proof: bir şeyi denemek/deneye
    tâbi tutmak.
    A soldier's courage is put to the proof in battle.
  9. Noun sağlay, mizan, bir hesap işlemi sonucunun doğruluğunu araştırma/gösterme işi.
  10. Noun, Mathematics ispatlama, kanıtlama, sağlama.
  11. Noun malzeme muayenesi, imalâtta kullanılan malzemenin dayanıklılığının denenmesi.
  12. Noun istenilen, standardlara uygunluk, dayanıklılık, değer.
    The proof of the pudding is in the eating:
    Bir şeyin değeri tecrübe ile anlaşılır.
  13. Noun alkol derecesi, ayar.
    What proof is the brandy?
  14. Noun, Photography deneme baskısı, negatiften ilk çekilen resim.
  15. Noun, Printing prova.
    proof sheet: matbaa provası.
    artist's proof: basma resmin ilk provası.
    to read/correct
    the proofs: provaları tashih etmek.
  16. Adjective dayanıklı, dirençli, kuvvetli, geçirmez.
    He was proof against bribery: Rüşvete boyun eğmedi.
  17. Adjective denenmiş, denemeden geçmiş, istenilen standardlara uygun.
    proof armor.
  18. Adjective deneme için/miyar olarak kullanılan.
  19. Adjective belirli ayarda olan.
    proof spirit.
  20. Verb denemek, muayene/tecrübe etmek, deneyden geçirmek, denemeye tâbi tutmak.
  21. Verb, Printing (bkz: prove ) (6).
  22. Verb (bkz: proofread ).
  23. Verb sağlamlaştırmak, (belirli etkilere) dayanıklı hale getirmek, … geçirmezleştirmek.
    to shrink-proof
    a shirt: gömleği çekmez hale getirmek.
    to water-proof a coat: paltoyu su geçirmezleştirmek.
  24. deneme baskısı yapmak.
vatandaşlığını ispatlamak Verb
kimliğin ispatı
kesin kanıt
kesin delil
feri delil
hava geçirmez
kanıtlayıcı şey
dizgi yanlışları iyi düzeltilmemiş prova
bomba işlemez
delil ileri sürmek Verb
ilk tashih provası Noun
kurşun geçirmez
ispat olunabilir
ikna edici delil
bir delile itiraz etmek Verb
kesin delil
günlük takas odası mizanı
destekleyici kanıt
kesin delil
kesin kanıt
vurdum duymaz
inandırıcı kanıt
ikna edici kanıt
mukni delil
dizgi düzeltme
yazı provası Noun
dizgi düzeltmek Verb
aksi delil
krizden etkilenmeme
günlük kasa muvazenesi
krize karşı dayanıklı
okunamayacak haldeki baskı
evrak-ı müsbite Noun, Accounting
belgesel kanıt
evrakı müsbite
(iflas) bir alacağın ikinci kez tebligatı
solmaz
delil kifayetsizliği
kesin delil
son dizgi provası Noun
ilk dizgi provası Noun
ilk prova
aleve dayanıklı
düz baskı provası Noun
resmi belge
kötü dizgi provası Noun
düzeltilmemiş dizgi
döküm provası: matbaa kalıplarının dökümü yapılmadan önceki son provası.
tam kanıt
kesin kanıt
delil ileri sürmek Verb
prova baskısı
sayfa bağlamadan önce verilen prova
sayfa bağlanmadan önce verilen prova
delil gibi görünüp aslında delil olmayan
görünürde kanıt
en beceriksiz bir tüketicinin bile gereğince çalıştırabileceği bir ürün
pazarlamada
kesin kanıt
bağımsız kanıt
ince kâğıt üzerine basılmış prova/deneme baskısı.
reductio ad absurdum.
istidlali delil
enflasyon etkisi altında kalmayan
(çorap) kaçmaz
(İskoçya) delil göstermek Verb
kanuni delil
inandırıcı kanıt
(US) hacir altında olmayan
rüşvet kabul etmez
negatif kanıt
gözle görülür kanıt
kanıt göstermek Verb
yağ geçirmez
düzeltme provası Noun
telaşa kapılmaz
kesin delil
geçerli kanıt
kati delil
(sigorta) ilk hasar belgesi
(sigorta) ilk hasar envanteri
kanıt sunulması
makine provası Noun
son prova
baskıya gidecek düzeltilmiş metin
istidlalen çıkarılan delil
çıkarsanan kanıt
renkli baskı
patlamaz
dizgi düzeltmek Verb
(iflas muameleleri) delilin reddi
klişe modeli: fotoğraf veya klişe ile çoğaltmak için parlak kâğıda basılmış net kopya.
reproduction
proof, repro ile ayni anlama gelir.
Noun
repro proof
ikinci kez düzeltilmiş prova
gözden geçirilmiş prova
yeterli kanıt
denize karşı dayanıklı ambalaj
feri delil
şarapnel işlemez
bombardımana karşı sığınak
delil göstermek Verb
imzalı tashih provası Noun
ses geçirmez
ses geçirmez yapmak Verb
avukatlar tarafından tanıkların ifadelerinin alınması
ilk düzeltme provası Noun
yazılı belge
yeterli kanıt
delil getirmek Verb
kesin delil
maddi kanıt
veznedarın günlük vezne sayımı
şahsi beyyine
tanıklık
hırsıza karşı güvenli
hırsıza karşı güvenli
yalanlanması olanaksız kanıt
geçerli kanıt
yazılı delil
her satırdaki bir önceki bakiyeyi doğru kontrol eden mekanik bir kayıt yöntemi
rüşvete karşı boyun eğmeme
mermi işlememe
rüşvet almaz
kati surette ispat
madeni para ayarı
dizgi metni düzeltme
(araba) deneme
prova baskısı
prova baskısı
baskı denemesi
prova baskı
müflis belgesi
bir iddianın ispatı
bir müflisin malvarlığı üzerinde hak iddia eden şahsın hazırladığı imzalı belge
bir vasiyetnamenin açılması ve geçerliliğinin onayı
sahihlik delili
gerçek olduğuna dair belge
vekillik belgesi
yetki belgesi Noun, Law
temsilcilik belgesi
ölüm ilmühaberi
alacaklı senedi
hüviyet ispatı
alacak belgesi
aciz belgesi
hasar belgesi
muhtaç durum belgesi
mülkiyet belgesi
tercihli menşe kanıtı
alışveriş belgesi Commerce
ikametgâh belgesi Noun
tebliğ şerhi Noun, Law
tebligat ispatı
alkol derecesi tesbiti
kesin kanıt
kati delil
bayrak indiren kimse
düzeltmen
musahhih
prova okuma
metin düzeltme
düzeltilmiş metin
prova
yazı provası Noun
içki miyarı: 60°F de hacminin yarısı 0.7939 özgül ağırlıklı alkol ve yarısı su olan içki. Noun
aksine delil
karşıt kanıt
bombardımana karşı sığınak
bir şeyi kanıtlamak Verb
yağlı kâğıt
kırılıp dağılmayan cam
kimliğini belgelemek Verb