exquisite

  1. çok güzel/sevimli/çekici/cazip.
    Violets are exquisite flowers.
  2. enfes, çok nefis, lâtif, harikulâde.
    exquisite weather.
    a child of exquisite beauty: harikulâde güzel bir çocuk.
  3. keskin, şiddetli (zevk, haz, ıstırap vb.).
    exquisite pain. exquisite joy.
  4. duyarlı, çok hassas, nazik.
    an exquisite ear for music.
  5. mükemmel, kusursuz, maharetle/sanatkârane yapılmış, dört başı mamur, hayran bırakan, şayanı hayret.
    an
    exquisite painting technique. a chair of exquisite workmanship.
  6. ince(lmiş), gelişmiş, selim, zarif.
    an exquisite taste: zevki selim.
    exquisite manners: zarif/kibar davranış.
  7. seçme, nadide, eşsiz.
  8. zarif/şık/çıtkırıldım/züppe (kimse), giyimine çok itina eden (erkek).
  9. dikkat ve itina ile düşünülüp tasarlanmış.