fall flat

(a) tamamen başarısızlığa uğramak, etki/ilgi uyandıramamak, fiyasko vermek.
The poor performance fell
flat. (b) bekleneni elde edememek, karşılığını görememek.
(a) tam/büyük bir başarısızlığa/akamete uğramak, etkisiz/başarısız kalmak.
The joke fell flat.
(b) yüzükoyun düşmek, kapaklanmak.
Bill fell flat on the floor.
fall flat on one's face: pat diye yüzükoyun düşmek.

English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

fall flat on one's face

kapaklanmak Verb

fall flat on one's face

bir işi yüzüne gözüne bulaştırmak Verb

fall flat on one's face

yere kapaklanmak Verb

English-Turkish phrases from Zargan's own database

English-Turkish