güm

English Turkish Phrases

(eye) gum
çapak
acacia gum
acacia ile ayni anlama gelir. gum arabic
acacia gum
arapzamkı Noun, Textile Industry
bee gum
beehive. Noun
bee gum
kovuklarına arıların yuva yaptığı çürümüş ağaç. Noun
benjamin, gum benjamin, gum benzoin

benzoin ile ayni anlama gelir. asilbent sakızı: kırmızımtrak-kahverengi, vanilya kokulu reçine.
Cava, Sumatra vb. adalarında yetişen
Styrax Benzoin ağaçlarından elde edilir. Parfüm yapmakta, tababette (balgam söktürücü ve antiseptik olarak) kullanılır.
black gum
karazamk ağacı
(Nyssa sylvatica): KD Amerikada yetişen parlak yapraklı ve yumuşak keresteli bir
ağaç.
sour gum, pepperidge, beetle bung ile ayni anlama gelir.
blue gum
eucalyptus Noun
British gum
dextrin Noun
bubble gum
balonlu sakız, çiklet. Noun
chew gum
sakız çiğnemek Verb
chewing gum
sakız, çiklet. Noun
chewing gum
gum ile ayni anlama gelir. sakız, çiklet.
cotton gum
tüy-yapraklı
(Nyssa aquatica): GD ABD bataklıklarında yetişen yaprakları tüylü bir ağaç. Noun
gray gum
bozkabuk
(Eucalyptus tereticornis): Avustralyada yetişen gri kabuklu ökaliptüs. Noun
gum
ağaç zamkı, reçine.
gum
zamk, tutkal, yapıştırıcı madde.
gum
chewing gum ile ayni anlama gelir. sakız, çiklet.
gum
lâstik, kauçuk.
gum
gum tree.
gum
pul zamkı.
gum
(zamkla) yapış(tır)mak.
gum
zamklamak, tutkallamak, zamk/tutkal sürmek.
gum
zamk akıtmak/çıkarmak/ifraz etmek.
gum
yapışkan hale gelmek/getirmek.
gum
gums: diş eti.
gum
yemeği diş eti ile/damakla çiğnemek.
gum
Aman Yarabbi! Hay Allah! Exclamation
gum
zamk Noun, Textile Industry
gum ammoniac
amonyaklı reçine: maydanozgillerden bir bitkiden
(Dorema ammoniacum) elde edilir. Balgam söktürücü,
tahriş giderici olarak ve porselen zamkı yapımında kullanılır.
ammoniac(um) ile ayni anlama gelir.
Noun
gum ammoniac/ ammoniacum
ammoniac ile ayni anlama gelir. Akdeniz ülkelerinde yetişen bir bitkiden elde edilen keskin kokulu,
reçinemsi bir madde. Pis kokulu, bulantı verici, tatlımsı lezzetli, sarı-kahverenklidir. Bronşite karşı ilâç olarak ve porselenleri yapıştırmakta kullanılır.
gum arabic
akasya sakızı, arap zamkı: akasyaların bazı türlerinden (özellikle
acacia arabica 'dan) çıkarılan
sakız gibi madde. Zamk ve mürekkep yapmakta, gıdaları koyulaştırmakta, eczacılıkta haplara şekil ve tat vermekte vb. kullanılır.
acacia, gum acacia ile ayni anlama gelir.
Noun
gum arabic
arapzamkı Noun, Textile Industry
gum base
sakız mayası Noun, Food-Kitchen
gum down
zamkla yapıştırmak.
gum elastic
kauçuk. Noun
gum elemi
elemi Noun
gum juniper
ardıç sakızı/reçinesi. Noun
gum mastic
sakız
gum mustic
sakız, mastika. Noun
gum plant
sütleğen
(Grindelia). Noun
gum resin
zamklı sakız, zamklı reçine: bitkilerin çıkardığı yapışkan reçine.
gum-resinous: zamklı reçineli. Noun
gum thorn
sakız dikeni
(Acorna gummifera). Noun
gum tragacanth
kitre. Noun
gum tree
kâfur ağacı, sıtma ağacı, zamk ağacı, ökaliptüs, zamk üreten herhangi bir ağaç.
up a gum tree

k.d. zor durumda, çıkmazda.
Noun
gum up
(a) yapışıp kalmak, (b) tıka(n)mak, pislikle dolup çalışmaz hale gelmek/getirmek, (c)
argo işi
bozmak, berbat etmek, çıkmaza sokmak.
Our future plans are all gummed up by the lack of necessary funds.
gum up the works
işleri yüzüne gözüne bulaştırmak Verb
gum up the works
şansı kaçırmak Verb
gum water
sulu arap zamkı: eczacılıkta, güzel sanatlarda kullanılır. Noun
gum weed
sütleğen
(Grindelia). Noun
India rubber /natural rubber / gum elastic/caoutchouc

rubber ile ayni anlama gelir. kauçuk,
Hevea ve
ficus ağacının hava temasında çoğuzlaşarak
koyu elâstik hal alan özsuyu.
karaya gum
reçine sakızı: Hindistanda yetişen
Sterculia urens ağacının sakızı.
Sterculia gum ile ayni anlama gelir. Noun
kaury gum/kauri
kauri = kaury ile ayni anlama gelir. kauri reçinesi (muşamba verniği yapmakta kullanılır).
kino gum
kino ile ayni anlama gelir. kino sakızı: bazı tropik bitkilerden elde edilerek hekimlikte ve deri
sepilemekte kullanılan kırmızı özsu veya bunun kurumasiyle elde edilen sakız.
opium gum
afyon sakızı Noun, Medicine
red gum
Avustralya ökaliptüs ağacı
(Eucalyptus camaldulensis, E. amygdalina, E. calophylla). Noun, Botany
red gum
ökaliptüs sakızı. Noun
red gum
diş çıkaran çocuklarda görülen diş eti iltihabı. Noun
sour gum
tupelo Noun
spirit gum
saç tutkalı: aktörlere takma saç/sakal/bıyık takmak için kullanılan tutkal. Noun
sugar gum
ökaliptüs
(Eucalyptus corynocalyx, E. gunnii).
sweet gum
ak amber
(Liquidambar Styraciflua). Noun
sweet gum
ak amber kerestesi, kızıl-kahverengi olup mobilyacılıkta kullanılır. Noun
sweet gum
günlük: ak amberden elde edilir, ilâç ve parfüm yapılır. Noun
water gum
su sakızı
(Nyssa sylvatica biflora). ABD'nin güney bölgelerinde yetişir. Noun
water gum
su mersini
(Tristania laurina). Avustralya'da su kenarlarında yetişir. Noun
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. bang
  2. flump
  3. wham
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

güm diye ses çıkarmak
to thud Verb
güm güm vurmak
to thump Verb
kapıya güm güm vurma
thump at the door
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Kayıp
  2. Patlayan, düşen, bir yere çarpan veya ... tok ve gürültülü ses
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.