mizacına/huyuna/yaratılışına/tabiatine aykırı/zıt.
It goes against the grain for me to do it:
Böyle (iş) yapmak tabiatime aykırıdır/âdetim değildir.
It goes against the grain for him to apologize: Özür dilemek âdeti değildir.
I'll do it, but it goes against my grain: Onu istemeye istemeye yapacağım.
taneleri yönlendirilmiş çelik
Noun, Iron-Steel
Öğütülmüş hububat ve sebze ürünleri imalatı (NACE kodu: 10.61)
Noun, Trades-Professions
Öğütülmüş tahıl ürünleri, nişasta ve nişastalı ürünlerin imalatı (NACE kodu: 10.6)
Noun, Trades-Professions
taneleri yönlendirilmemiş çelik
Noun, Iron-Steel
Tahıl, işlenmemiş tütün, tohum ve hayvan yemi toptan ticareti (NACE kodu: 46.21)
Noun, Trades-Professions
mizacına/huyuna/yaratılışına/tabiatine aykırı/zıt.
It goes against the grain for me to do it:
Böyle (iş) yapmak tabiatime aykırıdır/âdetim değildir.
It goes against the grain for him to apologize: Özür dilemek âdeti değildir.
I'll do it, but it goes against my grain: Onu istemeye istemeye yapacağım.
çuvallara doldurulmuş zahire
isteğine karşı olmak
Verb
birinin aleyhine olmak
Verb
yapraksı tane
Noun, Geology
dörde dilinmiş kütüğün damarları.
Noun
buğdayı savurup tanelerini ayırmak
Verb
tahıl talimatı karşılığında keşide edilen senet
hububat yükü belgesi (hububat için navlun sözleşmelerinde , hazırlık mektubunun süvari tarafından verilen
; ancak yetkili bir sürveyörden geminin hubu
vadeli hububat sözleşmesi
hububat temizleme tesisatı
buğday güvesi
(Tinea granella): tırtılları tahıl üzerinde yaşayan, kanatları dar ve tüylü pulkanatlı böcek.
tahıl pası, hububata ârız olan bir hastalık.
tahıl silosu
Noun, Agriculture
tahıl hacmi (geminin yük yerlerini fit küp olarak belirleyen tahmil kapasitesi
tahıl viskisi
Noun, Food-Kitchen
alcohol ile ayni anlama gelir. alkol, ispirto, etil alkol, C2H5OH.
en ufak bir sağduyu olmamak
Verb
en ufak bir ümit bile yok
ihtiyatla, şüphe ile, kaydı ihtiyatî ile.
take sth with a grain of salt: bir şeyi şüphe ile karşılamak.
I take his words with a grain of salt.
şüphe ve ihtiyat ile.
take with a grain/pinch of salt: şüphe ve ihtiyatla karşılamak.
You must take this "true story" with a large grain of salt; most of it is the writer's imagination.
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü
Noun, Organizations