keep on one&

English Turkish Phrases

have/keep both feet/one's feet on the ground
gerçekçi düşünmek, düşüncelerinde makul/pratik olmak.
keep a close watch on one's interests
menfaatlerini yakından korumak Verb
keep on one's balance
dengesini kaybetmemek Verb
keep one's dog on the lead
köpeğinin yuları elinde olmak Verb
keep one's eyes on the clock
gözü saatte olmak, (canı sıkıldığından) paydos saatinin bir an gelmesini beklemek, işin bitimini gözlemek.

He's a terrible clock -watcher: Tembelin biridir.
to be guilty of clock-watching: dalga geçmekten/havyar kesmekten suçlu olmak.
keep one's hair on
sükûnetini bozmamak Verb
keep one's hair on
sinirleri üstünde olmak Verb
keep one's name on the books
üyeliğini muhafaza etmek Verb
keep one's shirt on
soğukkanlılığını korumak, sinirlenmemek, sinirlerine hâkim olmak.
Keep your shirt on! Sinirlenme! Kendine hâkim ol!
keep one's shirt on
sakin olmak, heyecana/telâşa kapılmamak. Verb
keep one's wool on
sükûnetini muhafaza etmek Verb
live on the interest and keep one's capital intact
ana paraya dokunmadan faiziyle geçinmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database