davasını mahkemede kendi başına savunmak
Verb
davaları birleştirmek
Verb, Law
davaların birleştirilmesi
Noun, Law
COVID-19 vakası
Noun, Medicine
davasını başarıyla savunamamak
Verb
davasına bakmak için bir avukat tutmak
Verb
kendi davası konusunda karar verememe
davasını komisyona sunmak
Verb
davasını bir kurula sunmak
Verb
davasını iyi savunmak
Verb
savunmasını iyi yapmak
Verb
savunmasını tamamlamak
Verb, Criminal Law
iddiayı tamamlamak
Verb, Criminal Law
söyleyeceklerini tamamlamak
Verb
bir davayı istediği şekilde sonuçlandırmak
Verb
evlilik dışı doğan çocuğun babasının tayini davası
Noun
babalık tespiti davası
Noun
tarafların maddi hususlarda tamamen uyuşmuş durumda sade hukuki bakımdan durum tespiti için yetkili mahkeme
önüne getirdikleri hususi hukuk anlaşması
üzerinde anlaşılmış durum
(mahkemede) kaybedilmez dava
senedat cüzdanı (içinde iskonto senetlerinin saklandığı cüzdan
gizli dinleme davası
Noun
(US) kınamaya ilişkin dava
bilgisayar kasası
Noun, Hardware
ceza davası
Noun, Criminal Law
bir davayı halletmek
Verb
boşanma davası
Noun, Civil Law
dondurucu kasa (içinde dondurulmuş yiyecek maddelerinin sergilendiği cam kapaklı buzdolabı
patent hakkına tecavüz davası
Noun
emsal kararlara dayanan hukuk
sonucu meydana getiren neden
gerekçesi belirtilen dava
bilgisayar kasası
Noun, Hardware
transfer kutusu
Noun, Transport
yardımcı vites kutusu
Noun, Transport
kıymet takdiri davası
Noun
dikey kasa (perakendeci mağazasında boyu eninden daha büyük teşhir kasası
16 mm'lik filmin sarıldığı plastik makara
büyük küçük harf dönüşümü
Information Technology
(dilbilgisinde) hal takısı
sabıka kayıt dosyası
Noun
(satış temsilcileri için) vaka inceleme yöntemi
büyük ve küçük harfe duyarlı
Information Technology
mahkeme içtihatlarına dayanan hukuk sistemi