büyük hücreli nöroendokrin karsinomu
Noun, Biochemistry
tasarruflarında büyük delik açmak
Verb
(a) serbest, başıboş, kontrolsuz, kaçmış, henüz yakalanmamış.
The escaped prisoner is still at large. (b) geniş ölçüde/mikyasta, (c) genellikle, genel olarak, umumiyetle.
Did the people at large approve the government's policy? (d)
at-large şeklinde de yazılır. tüm, bütün olarak, bütünü ile.
The people at large: tüm ahali.
the country at large: tüm memleket. (e) bütün ayrıntılarıyla, mufassalan.
He spoke at large of his specialty: İhtisasını bütün ayrıntılarıyla anlattı. (f) geniş kapsamlı/yetkili, geniş bir alana dağılmış, geniş bir bölgeyi temsil eden.
The firm's representative at large . Congressman at large. (g) rastgele, gelişigüzel.
scatter accusations at large: gelişigüzel ithamlarda bulunmak.
(mahpus) hâlâ yakalanmamış olmak
Verb
büyümek, ağırlaşmak, olduğundan büyük/ağır/önemli gözükmek.
The problem bulks large in his mind.
teminatsız alacaklılar
Noun
geniş ölçüde, büyük mikyasta.
kendini hissettirmek
Verb
önemli bir yer tutmak
Verb
gelişigüzel suçlamalarda bulunmak
Verb
ayrıntılarıyla yazmak
Verb
(Br) .- dolar üzerindeki senet
1000 doların üzerinde kupür olan tahvil
darkafalı ancak nüfuzu olan şahsiyet
ağır vasıta
Noun, Transport
büyük hadron çarpıştırıcısı
Noun, Physics
(Br) büyük sanayi kuruluşu
büyük meblağ ödemeleri
Noun
büyük kapsamlı reklam yapan kuruluş
büyük çapta tüketen tüketici
(Br) büyük sanayi kuruluşu
büyük sanayi kuruluşları
Noun
geniş kapsamlı perakendecilik
(US) büyük boyutlu ilanlar
Noun
hala borçlu bulunulan büyük meblağlar
Noun
hâlâ borçlu bulunulan büyük meblağlar
Noun
çok işçi çalıştırmak
Verb
büyük dinleyici kitlesi çekmek
Verb
büyük dinleyici kitlesi çekmek
Verb
büyük bir dinleyici kitlesi çekmek
Verb
büyük bir meblağı zimmetine geçirmek
Verb
büyük masraflara mal olmak
Verb
büyük hacimde siparişleri karşılamak
Verb
kalabalık ev halkı olmak
Verb
ödenecek büyük bir maaş tutarı olmak
Verb
(doktor) çok hastası olmak
Verb
büyük kayıplara uğramak
Verb
büyük kayıplara neden olmak
Verb
ardında geniş bir nesil bırakmak
Verb
...'e damgasını vurmak
Verb
büyük kentlerin aşırı kalabalıklaşması
servet sâman sahibi olmak
Verb
şehir nüfusunun yoğun olduğu yerler
Noun