luck

  1. Noun talih, baht, şans, uğur, ikbal.
    good luck: iyi talih/şans.
    bad/hard luck: kötü talih, bahtsızlık,
    talihsizlik, aksilik.
    to bring (someone) good luck: uğurlu gelmek, uğur getirmek.
    to bring (someone) bad/ill luck: uğursuz gelmek, uğursuzluk getirmek.
    Good luck! Uğurlu olsun! Bahtın /talihin açık olsun!
    Better luck next time: Bir dahaya talihin açık olsun (İnşallah gelecek defa daha iyi olur).
    Hard luck! Va vah! Yazık! Aksilik!.
    Yes, worse luck! Sorma! Maalesef!
    luck favored him = luck was with him = luck was on his side: Bahtı yaver gitti/Talihi yüzüne güldü.
    As luck would have it: tesadüfen, talih eseri olarak, şansıma.
    It's the luck of the draw: Bu bir şans işi.
    It's good/bad luck to see a black cat: Kara kedi görmek uğurlu/uğursuz sayılır.
    (It's) just my luck! Bu benim alın yazım!
    It was just his luck to meet the boss: Uğursuzluğa bakın ki patronla karşılaştı.
    to be down on one's luck: Talihsizliğe uğramak, ikbal kapıları kapanmak, işleri ters gitmek.
    a bit/piece/stroke of luck: düşeş.
    That's a bit of luck: Ne şans! Ne (iyi) talih!
    He's got the luck of the devil = He's got the devil's luck: Çok şanslıdır/Daima dört ayak üstüne düşer.
talihinin değişmesini beklemek Verb
talihi yaver gitmemek Verb
şansı iyi gitmemek Verb
işleri kötü gitmek Verb
şanssızlığa uğramak Verb
talihsiz, bahtsız.
şansıni zorlamak Verb
şansını zorlamak Verb
şansını denemek.
aksi gibi
şanssızlık Noun
talihsizlik
şeamet
kötü talih
şanslı olmak Verb
talihi olmamak Verb
şanssız olmak Verb
talihsizlik getirmek Verb
teberrüken
uğur getirsin diye.
açık talih
şans Noun
kadem
iyi şans
devlet
iyi talih
kötü şans
şanssızlık
talihim yok !
talihsizlik üstüne talihsizliğe uğramak Verb
şeytan tüyü olmak Verb
talihsizlik
kötü şans
talihli, talihi/bahtı açık, şansı yaver, şanslı.
You're in luck = Your luck is in: Talih yüzüne
gülüyor = İkbalin/talihin açık = İşlerin yolunda.
Tam benim şansıma.
bir şeyi uğur getirsin diye saklamak Verb
şans meselesi
hayrını gör!
talihsizlik, kara talih.
maalesef, yazık ki.
talihsiz, bahtsız, şanssız, bahtı kara.
You're out of luck = Your luck is out: Talih yüzüne gülmüyor
= İkbalin/talihin kapalı = İşlerin ters gidiyor.
kötü şans
birinin başarısını şansa yormak Verb
aksilik, talihsizlik.
kötü şans eseri
şans işi
talih işi
(US) şanssızlık
bahtsızlık
şansını denemek Verb
maalesef
yazık ki
uğur parası
aşırı şans
piyango talihi
talihi gülmek, bahtı yaver gitmek, talihi açık olmak. Verb
uğur parası
şans bu ya, ... Adverb
şu işe bakın ki, ... Adverb
şansa bak ki, ... Adverb
şans eseri, ... Adverb
şansıma Adverb
talihsizlik öyküsü
Şansa bak! Sentence
Hayırlı olsun.