lose one&

English Turkish Phrases

lose control of one's car
otomobilin kontrolunu kaybetmek Verb
lose control of one's car
otomobilin kontrolünü kaybetmek Verb
lose one's balance
dengesini yitirmek Verb
lose one's bearings
tersi dönmek Verb
lose one's bearings
pusulası şaşmak Verb
lose one's bearings
yolunu kaybetmek Verb
lose one's case
davasını kaybetmek Verb
lose one's caste
iş mevkiini kaybetmek Verb
lose one's cool
soğukkanlılığını kaybetmek Verb
lose one's coolness
soğukkanlılığını kaybetmek Verb
lose one's credit with the public
halkın gözünde itibarıni kaybetmek Verb
lose one's customers
müşterilerini kaybetmek Verb
lose one's debts
borçları ödenmeden kalmak Verb
lose one's employment
işini kaybetmek Verb
lose one's face
itibarını kaybetmek Verb
lose one's footing
dengesini kaybetmek Verb
lose one's hair
(a) saçı dökülmek, (b)
argo öfkelenmek.
lose one's head
(a) tepesi atmak, çok öfkelenmek, aklı başından gitmek, şaşırmak, itidalini/soğukkanlılığını kaybetmek,
pusulayı şaşırmak, (b) boynu vurulmak, kafası kesilmek.
lose one's head
itidalini/soğukkanlılığını kaybetmek.
lose one's heart to (someone)
(birine) âşık olmak gönül vermek, kalbini kaptırmak.
lose one's hold on realities
gerçeklik duygusundan uzaklaşmak Verb
lose one's honour
şerefini beş paralık etmek Verb
lose one's independence
bağımsızlığını kaybetmek Verb
lose one's job
işini kaybetmek Verb
lose one's lawsuit
davasını kaybetmek Verb
lose one's life
ölmek Verb
lose one's life by accident
kazada hayatını kaybetmek Verb
lose one's life in an accident
kazada hayatıni kaybetmek Verb
lose one's love, desire or enthusiasm for
soğumak Verb
lose one's memory
hafızasını kaybetmek Verb
lose one's nerves
cesaretini kaybetmek Verb
lose one's patience
taşmak Verb
lose one's popular appeal
halkın gözünden düşmek Verb
lose one's position
mevkiinden olmak Verb
lose one's position
işini kaybetmek Verb
lose one's position as a great power
büyük bir kudret olmaktan çıkmak Verb
lose one's presence of mind
soğukkanlılığını kaybetmek Verb
lose one's reputation
itibarını kaybetmek Verb
lose one's rights under a guarantee
bir teminat altında haklarını kaybetmek Verb
lose one's rights under a guaranty
bir teminat altında haklarını kaybetmek Verb
lose one's seat in parliament
parlamentoda sandalyesini kaybetmek Verb
lose one's sense of direction
yön duygusunu yitirmek Verb
lose one's senses
aklını kaybetmek Verb
lose one's shirt
meteliksiz kalmak.
lose one's stripes
rütbesi indirilmek Verb
lose one's temper
çok kızmak, öfkelenmek, tepesi atmak.
lose one's throne
tahtını kaybetmek Verb
lose one's throne
tahtı kaybetmek Verb
lose one's vitality
sönmek Verb
lose one's wits
aklını yitirmek Verb
lose one's zest and energy
koflaşmak Verb
lose the bulk of one's goods
mallarının büyük bölümünü kaybetmek Verb
lose the thread of one's story
hikâyenin neresinde kaldığını unutmak Verb
not to lose one's self-control
itidalinımuhafaza etmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database