çok uyrukluluk
Noun, International Law
aynı hakka ait olarak gereksiz yere birden çok dava açılması
çoklu baz noktası sistemi
Noun, Competition Law
perakendeci ticarette şube zinciri
(sınav sorusu ile ilgili olarak) belirtilen birkaç yanıt arasından doğru olanın seçileceği sınav sorusu ile ilgili
birçok bağımsız değişkenin bir bağımlı değişkene etkisini ölçmede kullanılan pazarlama araştırması aracı
iki ya da daha fazla para birimine göre eş zamanda tutulan muhasebe
iki veya daha fazla para birimine göre eş zamanda tutulan muhasebe
(US) anaparası ve faizleri muhtelif ülkelerin paralarıyla ödenebilen tahviller
Noun
ulusal paraya iki türlü değer verilmesi esası
birden çok kiracıların oturduğu konut
çoklu kurlar (kullanım amacına göre değişen kur)
(kalıtımbilim) çoklu etkenler: büyüklük, renk vb. gibi niteliklerin oluşumunda birlikte rol oynayan iki
veya daha fazla farklı gen.
Noun
bitişik meyve: birçok çiçeklerin dişilik organlarının birleşmesiyle oluşan meyve (dut, ananas vb.).
Noun
çoktan türeme
Information Technology
(gazete) bir ilanın birden çok defa çıkması
(gazete) bir ilanın birden çok defa çıkması
çokkatlı tümlev/ entegral.
Noun
birden çok konut birimini kapsayan kira kontratı
birden çok lisans verme sözleşmesi
birden çok lisans verme sözleşmesi
birden çok kredi kurumundan aynı anda sağlanan kredi
birden çok parça yük yükleme
türlü eşyaların birlikte yüklenmesi
birden çok kişinin birlikte yönetim sistemi
(US) birden çok kişinin birlikte yönetim sistemi
çoklu organ yetmezliği
Noun, Medicine
çoklu organ yetmezliği
Noun, Diseases
çoklu organ yetersizliği
Noun, Diseases
çoklu orgazm
Noun, Sexuality
birden fazla orgazm
Noun, Sexuality
çoğul kişilik, ikiz şahsiyet: aynı kişide belirip gelişen karmaşık örgütlü birden çok kişilik.
aynı mal için değişik piyasalarda farklı fiyat uygulaması
tek birim fiyatına birden çok perakende birimini satışa sunma
televiyzon ya da radyoda birden çok ürün ya da hizmetin reklamının yapıldığı reklam
çeşitli üretim yapan firma
bir yazının birden çok kişi tarafından okunması durumu
istatistikte çok regresyonlu analiz
çok turlu ihale
Economics
çoklu sertleşim: beyin veya omurilikte birçok dokuların sertleşmesi sonunda ilgili kasların kötürümleşmesi
veya sürekli titremesi hastalığı.
Noun
birden çok oy hakkı veren hisse
birden çok oy hakkı veren hisse
çok kupürlü hisse senetleri
Noun
çok küpürlü hisse senetleri
Noun
mağazalar zincirinden biri
(Br) mağazalar zincirinden biri
stereofonik ya da kuadrofonik ses elde etmek için kullanılan bir grup ses bandı
bileşik yıldız: ortak bir çekim merkezi etrafında birleşmiş birkaç yıldız.
Noun
(Br) mağazalar zincirinden biri
(US) mağazalar zincirinden oluşan girişim
çoklu organ yetmezliği
Noun, Diseases
çoklu organ yetersizliği
Noun, Diseases
çoklu gümrük tarifesi (kaynak ülkeye göre farklı mallara farklı oranın uygulandığı gümrük sistemi
aynı gelirin iki ülkeden çok ülkede vergilendirilmesi
çok kopyalı telgraflar
Noun
bir yerde bulunan birden çok kişilere gönderilen veya ikametgâhı birden çok olan kişiye veya türlü adresli
kişilere gönderilen telgraflar
Noun
ortak gayri menkul mülkiyeti
birden çok ürünün birlikte ambalajı
tek ambalaj içindeki birçok benzer malı fiyatlandırma tekniği
birden çok sayıda ürünü içeren satış
tekrarlı oy verme: bir seçimde (yasaya aykırı olarak) bir seçmenin birden fazla oy vermesi.
Noun
çoklu bölge fiyatlandırması sistemi
Noun, Competition Law
ev sahibinin çoklu riskleri
Noun
en küçük ortak kat (EKÖK)
Noun, Mathematics