Avrupa Tabii Hayatının, Bitki ve Hayvanların Yaşadığı Yerlerin Koruma Altına Alınmasına Dair Sözleşme
Noun, International Law
Ham petrol ve doğal gaz çıkarımı (NACE kodu: 06)
Noun, Trades-Professions
Doğal gaz çıkarımı (NACE kodu: 06.2)
Noun, Trades-Professions
Doğal gaz çıkarımı (NACE kodu: 06.20)
Noun, Trades-Professions
okuyup çalışma ile doğuştan olan becerilerini geliştirmek
Verb
normal doğum
Noun, Medicine
normal yolla doğum
Noun, Medicine
Doğal bilimler ve mühendislikle ilgili diğer araştırma ve deneysel geliştirme faaliyetleri (NACE kodu: 72.19)
Noun, Trades-Professions
Doğal bilimler ve mühendislikle ilgili araştırma ve deneysel geliştirme faaliyetleri (NACE kodu: 72.1)
Noun, Trades-Professions
Petrol ve doğal gaz çıkarımını destekleyici faaliyetler (NACE kodu: 09.1)
Noun, Trades-Professions
Petrol ve doğal gaz çıkarımını destekleyici faaliyetler (NACE kodu: 09.10)
Noun, Trades-Professions
özellikle de kan hısımları arasındaki doğal sevgi ve şefkat bağları
Noun
doğuştan vatandaşın vatanına bağlılığı
doğum nedeniyle vatandaşlık
insan eli değmemiş alanlar
Noun
normal yolla doğum
Noun, Medicine
normal doğum
Noun, Medicine
doğal sermaye (üretimin bir faktörü olarak kullanılan arazi
piç, gayrımeşru çocuk.
Noun
tabiî doğum, ilâçsız ve nisbeten az ağrılı doğum.
Noun
anneyi tabiî doğuma hazırlama programı.
Noun
asıl renk, doğal/tabiî renk.
Noun
tabiî ölüm, eceli ile ölüm.
Noun
doğumla iktisap olunan ikametgâh
takasın en yaygın değiş tokuş biçimi olduğu ekonomi
doğal deney
Noun, Competition Law
gayri meşru bir çocuğun tabii babası
Noun
tabiî/doğal gaz: yeraltından çıkan ve yakıt olarak kullanılan metan gazı (%80'den fazla metan, az miktarda
etan, propan, bütan, nitrojen ve bazen helyum içerir.)
Noun
doğal gaz
Noun, Environment-Ecology
doğal cins: eril, dişil vb.
Noun
çocuğun doğal ve yasal velileri (kural olarak ana ve baba
doğum hakkı gereği mirasçı
doğa bilgisi, tabiat bilgisi: botanik, zooloji vb. gibi tabiatteki bütün yaratıkları ve cisimleri inceleyen bilimler.
Noun
(teknik dışında kalan) doğa bilimlerin öğrenimi.
Noun
(7 yaşına kadarki) çocukluk
davalarını anlatmak için her iki tarafa eşit fırsat tanınmalıdır
hakem iyi niyetle hareket etmeli
dava ile ilgili tüm belgeler her iki tarafın kullanımına açık tutulmalı ve her ikisinin de hazır bulunmadığında
her hangibir kanıt sunulmalıdır
bir anlaşmazlığı karara bağlarken bir hakemin uyması gereken kurallar
önyargılı olmadığını ve taraflarla kişisel ilişkisi bulunmadığını göstermelidir
doğal yasa, tabiat kanunu.
Noun
tabiî logaritma, Neper logaritması,
e tabanına göre hesaplanan logaritma. Simgesi:
ln.
Napierian logarithm ile ayni anlama gelir.common logarithm
Noun
doğal tekel (bir ürüne karşı olan talebin tamamının sadece bir tek şirket tarafından ve en küçük mikyasta
üretim yapmakla karşılanabildiği tekel durum
doğal tekel
Noun, Competition Law
doğal sayı, pozitif tam sayı (veya sıfır).
Noun
doğal sayılar
Noun, Mathematics
ahlaken mevcut olmakla birlikte dava ile sağlanamayan borç
doğa bilimleri, tabiat bilgisi.
Noun
fen bilgisi, fiziksel bilimler.
Noun
doğal prim (hayat sigortasında bir yıl içinde vuku bulan vefat rizikosuna ait prim
sigortanın devam etmesi için asgari prim
tabii karine (kanıtlanmış bir husus başka bir hususiyetin varlığına doğrudan doğruya kanıt ise , birinci
hususun varlığı ikincisininkine karine teşkil
doğal kaynak
Noun, Environment-Ecology
doğal/tabiî kaynaklar: bir ülkenin yeraltı ve yerüstü kaynakları (maden, petrol, orman, su vb.).
Noun
doğal haklar (tabii hukuktan doğan haklar ; insanın yaradılışından doğan ve kişiliğine bağlı olan haklar
Noun
doğa bilimi, tabiat bilgisi: biyoloji, fizik vb. gibi doğal olayları/nesneleri inceleyen bilim.Tersi:
matematik, felsefe gibi kuramsal bilimler.
Noun
doğabilim, fizik bilimleri.
fen ve doğa bilimleri
Noun
doğa bilimleri
Noun, Education-Training
doğal ayıklanma, tabiî ıstıfa: belirli çevre koşullarına en iyi uyum sağlayan bitki ve hayvanların yaşamlarını
sürdürebilmesi olayı.
survival of the fittest ile ayni anlama gelir.Darvinism
Noun
doğal ayıklanma
Noun, Environment-Ecology
doğal seleksiyon
Noun, Psychology
olayların birbirini doğal izlemesi
doğal ipek
Noun, Textile Industry
doğal din bilgisi.
natural theologian: doğal din bilgini.
Noun
doğal erdem, tabiî/temel fazilet, insanın muktedir olduğu fazilet. theological virtue
Noun
temel erdemler, ana faziletler: (eski felsefeye /Eflâtun'a göre) adalet
(justice), basiret/ihtiyat
(prudence), itidal/imsak
(temperance) ve cesaret/yiğitlik
(fortitude).
emekliye ayrılmalar ya da ölümler sonucu kendiliğinden küçülmesi
bir örgütün çalışanlarını işten çıkartma yoluna başvurmadan istifalar
kendi ecel liyle ölmek
Verb
sıvılaştırılmış doğalgaz
Noun, Chemistry