Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
nick
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
(a) çentik, kertik, diş.
He cut nicks in a stick to keep count of his score.
(b) sıyrık.
not
badly hurt, only nicks and cuts.
işaret çentiği, işaret edilmiş yer.
son an/dakika, kritik an.
in the nick of time
: tam zamanında, ancak, tam gerektiği and, tam o
sırada.
She caught the baby in the nick of time before he fell down the stairs.
hedef, nişan alınan nokta.
His rejoinder hit the nick.
(a) ana babadan üstün nitelikte evlât, (b) böyle bir evlât yetiştiren birleşme.
tıkırtı, “tık” sesi.
yakışıklılık, vücut tenasübü.
in great nick
: çok yakışıklı/mütenasip.
in good nick
argo
iyi bir halde, sağlıklı.
The doctor says my heart is still in good nick.
in bad nick
: bakımsız, harap, kötü durumda.
nick point
ile ayni anlama gelir. (a) akıntının dirsek noktası, (b) uçurum dibindeki keskin köşe.
hapishane.
Ten years in the nick
: On yıl hapis.
old nick
ile ayni anlama gelir. şeytan.
(a) çentmek, kertmek, çentik/kertik yapmak.
nick a tree. nick a steel bar before sawing.
(b) çentik
açmak, çentik yaparak zedelemek.
nick a china cup/a knife blade.
çetele yapmak, çetele ile/çentikler yaparak saymak.
kesmek, oymak.
hafifçe sıyırtıp geçmek, sıyırtmak.
The bullet just nicked his arm.
(tam) isabet ettirmek, doğru tahmin etmek, tam zamanında yakalamak.
aldatmak, kandırmak, dolandırmak,
argo
tongaya düşürmek, faka bastırmak.
(hırsızı, caniyi vb.) enselemek, yakalamak.
The police nicked him before he'd gone far in the stolen car.
çalmak, soymak, hırsızlık yapmak,
argo
tırtıklamak, araklamak, aşırmak.
inkâr etmek, yalanlamak.
lâkap takmak.
(fırsatı vb.) tam zamanında yakalamak.
nick an opportunity. nick a train.
hücumda bulunmak, (hafifçe) saldırmak.
People who nicked at the American system.
(tenis vb.'de top) köşeye/kenara (duvarla yerin birleştiği çizgiye) çarpmak.
birleşerek daha üstün nitelikli nesil üretmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
Full of the Old Nick
Baş belası, musibet.
in good nick
iyi durumda
kerfi nick
gedik
old nick
nick
ile ayni anlama gelir. şeytan.
Old Nick
şeytan.
Noun
to nick
kaynatmak (argo)
Verb
to nick
tırtıklamak
Verb
nick (someone) for
(birisinden ücret/vergi/masraf vb.) almak, soymak, (haraç) kesmek.
They nicked me (for) $10 just to have my hair cut.
nick a bank
bir bankayı soymak
Verb
nick point
nick
ile ayni anlama gelir. (a) akıntının dirsek noktası, (b) uçurum dibindeki keskin köşe.
nick the time
doğru zamanı kullanmak
Verb
in the nick of time
ucu ucuna.
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.