babasının modeli olmak
Verb
ara-bul kitabı
Noun, Media-Publishing
Sinema filmi gösterim faaliyetleri (NACE kodu: 59.14)
Noun, Trades-Professions
Sinema filmi, video ve televizyon programı faaliyetleri (NACE kodu: 59.1)
Noun, Trades-Professions
Sinema filmi, video ve televizyon programları dağıtım faaliyetleri (NACE kodu: 59.13)
Noun, Trades-Professions
Sinema filmi, video ve televizyon programları çekim sonrası faaliyetleri (NACE kodu: 59.12)
Noun, Trades-Professions
Sinema filmi, video ve televizyon programları yapım faaliyetleri (NACE kodu: 59.11)
Noun, Trades-Professions
Sinema filmi, video ve televizyon programları yapımcılığı, ses kaydı ve müzik yayımlama faaliyetleri (NACE kodu: 59)
Noun, Trades-Professions
resim için poz vermek
Verb
ödemeler dengesi görüntüsü
konu ile ilgili bilgi sahibi olmak
Verb
hemen oracıkta resmini çizivermek
Verb
klinik tablo
Noun, Medicine
resim yapmak, tasvir etmek, gözönüne sermek.
bir filmi kurgulamak
Verb
bir şeyi olduğu gibi anlatmak
Verb
erotik resim
Noun, Photography
erotik fotoğraf
Noun, Photography
işsizlik piyasasının görünümü
pazarlamanın arz ettiği manzara
pazarlamanın arzettiği manzara
zihinde canlandırılan durum
picture ile ayni anlama gelir. sinema.
paint ile ayni anlama gelir. tasvir etmek, resmetmek.
His letters paint a wonderful picture of his life in Europe. to paint a sunset.
bir resme asgari satış fiyatı koymak
Verb
pek pembe bir manzara arzetmek
Verb
pek pembe bir manzara arz etmek
Verb
son durumla ilgili bilgi vermek
Verb
birine bir olayı anlatmak
Verb
su üstü resmi
Noun, Maritime Traffic
tasvir, iyi açıklanmış tanım.
görüntü öğesi
Information Technology
televizyonda saniyedeki tam resim tarama sayısı
geniş kenarlı kadın şapkası.
(televizyon) satır sayısı
projeksiyon makinası
Noun
resim çeken mercekler
Noun
televizyon resim göndericisi
televizyon resim göndericisi
almaç ışıtacı, resim tüpü.
Noun
manzara seyredilen geniş pencere.
resimlerle/simgelerle yazı yazma.
Noun
yazı olarak (harf yerine) kullanılan resimler/simgeler.
Noun
sefaletin ta kendisi olmak
Verb
yüzünden sıhhat fışkırmak
Verb
gazeteden bir resmi kesip çıkarmak
Verb
bir şeyi aslına tam bağlı kalarak çizmek
Verb
birinin resmini çizmek
Verb
bir şeyin resiminıçiziştirmek
Verb
bir şeyin resmini çiziktirmek
Verb
birinin resmini çizmek
Verb
oynatma hakkı tek bir kişiye tanınmış film
bir şeyi gözünde canlandırmak
Verb
bir fotoğrafı çerçeveletmek
Verb
bir resmi çerçeveletmek
Verb
sinema oyuncusu/aktörü/artisti.
motion picture camera: alıcı.
motion picture film: boş
film.
motion picture projector: gösterici.
motion picture studio: işlik.
motion picture technique: sinema uygulayımı.
motion picture theater: sinema.
motion picture theater owner: oynatımcı.
sinema filmi çekme makinesi
sinema makinesi sinema müptelası
sinema filmi reklamcılığı
Son Gösteri
Proper Name, Cinema