sağlık durumu çalışmaya elverişli yoksul
fakirlere yardım etmek
Verb
yoksullar için para toplamak
Verb
yoksullar için para toplamak
Verb
çok fakir/yoksul, bir lokma ekmeğe muhtaç.
Adjective
yoksula yardımda bulunmak
Verb
fakir halkı bedava (boğazı tokluğuna) eşek gibi çalıştırmak, istismar etmek.
zengin ile fakir arasındaki uçurum
yoksula yardım etmek
Verb
yoksulların durumunu düzeltmek
Verb
yoksulların sözcüsü olmak
Verb
(Br) sosyal yardım bürosu
Noun
fakirlere para toplamak amacıyla yapılan gösteri
yoksula yardım etmek
Verb
yoksula yardım etmek
Verb
yoksulların davasını savunmak
Verb
(Br) yoksullara bakan sosyal yardım memuru
yoksul gibi görünmek
Verb
fakir ve muhtaç durumda olanlar
katılanların çok az olması
devam sayısının düşük olması
borcunu ödemekten aciz borçlu
(US) fakir borçlunun yemini (borcunu ödemek için hiç bir varlığı olmayan borçlunun mahkemede bir alacaklıyı
tanık göstererek bu konuda ettiği yemin ;
yoksul yurdu, fakirlere iş bulan ve bakan kurum.
düşkünler evi, darülaceze.
yoksulları koruma yasası.
(durum) ümit verici olmama
işletme giderlerinin kötü idaresi
Noun
kötü teçhiz edilmiş piyasa
açıklayıcı belgede bir tüccarın adı ve adresindeki baskı hatası
Noun
(ilerisi için) parlak olmayan durum
halktan toplanan fakirlere yardım vergisi.
üvey evlat.
My department has always been treated as the poor relation of the company
Noun, Idioms
(genellikle G ABD'de) beyaz ırktan fakir kimse.
poor white trash: biçare fakir beyaz insanlar.
kötü/başarısız bir örnek/numune.
He is a poor excuse for a poet: Kötü bir şair örneğidir.
His latest effort is a poor excuse for a novel: Son eseri başarısız bir roman örneğidir.
yoksullar kanunu tahtında yardım için başvurmak
Verb
yoksullar kanunu çerçevesinde yardım için başvurmak
Verb
iyi disiplinci olmamak
Verb
değerleri iyi takdir edememek
Verb
kötü konuşmacı olmak
Verb
mali durumu kötü olmak
Verb
sağlık durumu kötü olmak
Verb
matematiğe aklı ermemek
Verb
matematiği kötü olmak
Verb
değerleri iyi takdir edememek
Verb
zavallı rolü oynamak
Verb
birine hüsnükabul göstermemek
Verb
finansal durumu kötü olmak
Verb
birinin yetenekleri konusunda doğru dürüst fikri olmamak
Verb
biri hakkında pek iyi izlenimi olmamak
Verb
birisine pek değer vermemek.
başarı şansı az olmak
Verb
kötü bir gece geçirmiş olmak
Verb
benim nâçiz fikrime/kanaatime göre.
yoksulluğu bahane göstermek
Verb
yoksulluk bahanesi ileri sürmek
Verb
yarışta üçüncü gelmek
Verb
hakkında fena düşünmek, aleyhinde olmak.
birinin davranışını beğenmemek
Verb
üvey evlat muamelesi görmek.
My department has always been treated as the poor relation of the company.
Verb, Idioms
bu sömestre öğrenci ortalamasının düşük olması
(uçak) görüş mesafesinin kötü olması yüzünden dönmek
Verb