proud

English-Turkish Translation

  1. onurlu, izzeti nefis sahibi.
    They're poor but proud, they never borrow money or ask for help.
  2. gururlu, mağrur.
    He's too proud to be seen in public with his poorly dressed mother.
  3. kibirli, azametli.
    proudhearted: kibirli.
    to be proud of: … ile övünmek/iftihar etmek/gururlanmak/böbürlenmek.

    I am proud to know him: Onu tanımakla iftihar ediyorum.
    Tom is very proud of his new car.
  4. haysiyetli.
  5. görkemli, tantanalı, muhteşem, muazzam.
    A proud day for us: Bizim için muhteşem/iftihar edilecek
    bir gün.
    This proud and great university has produced many famous men.
  6. (bkz: bold, brave ), (bkz: fearless ).
  7. onurlu bir şekilde, gururla, mağrurane, azametle, kibirle.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

(justly) proud
mağrur
abase the proud
mağrurun kibrini kırmak Verb
be proud
göğsü kabarmak Verb
do proud
çok iyi ağarlamak Verb
do someone proud
(a) (birine) şeref/onur kazandırmak, göğsünü kabartmak, iftihar ettirmek, övünç/iftihar kaynağı olmak,
(b) cömert davranmak, çok ikramda bulunmak, ikrama garketmek, çok iyi ağırlamak.
do oneself proud: (başarısından vb.) gurur duymak, göğsü kabarmak.
feel proud
onurlanmak Verb
feeling proud
iftihar
justly proud
kıvançlı
make someone feel proud
onurlandırmak Verb
proud flesh
yara içinde/etrafında mantar gibi şişmiş et. Noun
be proud of
iftihar etmek Verb
be proud of
övünmek Verb
become proud (to play the agha
ağalanmak Verb
feel proud of
gurur duymak Verb
purse proud -
parasıyla övünmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database