relieve

English-Turkish Translation

  1. Transitive Verb (gönlünü) ferahlatmak, (içini) rahata kavuşturmak, (sıkıntısını) hafifletmek/dağıtmak/defetmek.
    Anxiety
    may be relieved by talking to a friend.
  2. Transitive Verb (endişeden/üzüntüden/sıkıntıdan) kurtarmak/azat etmek.
    She was relieved to hear that her son was quite safe.
  3. Transitive Verb yardım etmek, fakirlikten/zaruretten kurtarmak.
    Kızılay relieved many needy people during the hard winter.
  4. Transitive Verb (muhasara altındaki şehre vb.) yardım göndermek.
  5. Transitive Verb yasal yük ve sorumluluktan kurtarmak.
    It relieves me of all responsibility.
  6. Transitive Verb (basıncı/ağırlığı/yükü) azaltmak, hafifletmek.
  7. Transitive Verb yeknesaklığını gidermek, çeşni vermek.
    To relieve the tension of a drama with comic episodes.
  8. Transitive Verb kabartma yapmak.
  9. Transitive Verb görevini/nöbetini devralmak, yerine nöbete girmek.
    to relieve the guard: nöbetçi değiştirmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

relieve one's mind
gönlünü ferahlatmak Verb
relieve a besieged town
kuşatılmış bir şehri kurtarmak Verb
relieve a sentry
bir nöbetçinin nöbetini devralmak Verb
relieve an emergency
acil duruma yardım etmek Verb
relieve an official of his post
bir memuru görevinden almak Verb
relieve from taxes
vergiden kurtarmak Verb
relieve of a risk
bir riskten kurtarmak Verb
relieve of a risk
riskten kurtarmak Verb
relieve someone from a liability
birini sorumluluktan kurtarmak Verb
relieve someone from a liability
birini bir borçtan kurtarmak Verb
relieve someone from all responsibility
birini her türlü sorumluluktan kurtarmak Verb
relieve someone of all responsibility
birini her türlü sorumluluktan kurtarmak Verb
relieve someone of his duties
birini görevinden almak Verb
relieve someone of his money
birini paradan etmek Verb
relieve someone of his office
birini işinden almak Verb
relieve someone of sth
birini bir şeyden kurtarmak Verb
relieve the guard
nöbetçiden nöbeti devralmak Verb
relieve the guard
nöbeti devralmak Verb
relieve the market
piyasayı ferahlatmak Verb
relieve the people of a tax
halktan bir vergiyi kaldırmak Verb
relieve the poor
yoksula yardım etmek Verb
relieve the tension
gerilimi gidermek Verb
(urine or feces) the need to relieve oneself
hacet
please relieve me (from duty)
affımı dilerim
to relieve oneself
dışarı çıkmak, helâya gidip rahatlamak, (büyük/küçük) abdest yapmak, def'i hacet etmek.
English-Turkish phrases from Zargan's own database