sınırlamak

Turkish-English Translation

  1. Verb to bind down
  2. Verb to bound
  3. Verb to circumscribe
  4. Verb to confine
  5. Verb to curb
  6. Verb to delimit
  7. Verb to narrow
  8. Verb to scant
  9. Verb to terminate
  10. Verb to limit
  11. Verb to restrict
  12. Verb to restrain
  13. Verb to constrain
  14. Verb to contain
  15. Verb to inhibit
  16. Verb to put a limit
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(kadastro) sınırlamak
to lay off Verb
araziyi kazık çakarak sınırlamak
to peg out Verb
bir arazi parçasını kazıklarla sınırlamak
to stake out a claim Verb
bir arsayı sınırlamak
to mark out a plot of a ground Verb
bir maddenin kapsamını sınırlamak
to restrict the scope of an article Verb
bir mahkemenin yetkilerini sınırlamak
to define the powers of a court Verb
bir şeyin kullanım alanını sınırlamak
to confine the use of sth Verb
birinin faaliyetlerini sınırlamak
to restrain sb's activities Verb
birinin haklarını sınırlamak
to curtail sb's rights Verb
birinin hareket serbestisini sınırlamak
to impose limitations upon sb's limitation of action Verb
birinin yetkilerini sınırlamak
to define sb's powers Verb
ekimi sınırlamak
to restrict cultivation Verb
görevleri sınırlamak
to limit functions Verb
hakları sınırlamak
to limit rights Verb
hakları sınırlamak
to restrain rights Verb
hareket özgürlüğünü sınırlamak
to restrict freedom of movement Verb
hareket özgürlüğünü sınırlamak
to restrict the freedom of movement Verb
hareket serbestliğini sınırlamak
to pin Verb
içki tüketimini sınırlamak
to restrict the consumption of alcohol Verb
ilgi alanını sınırlamak
to circumscribe one's interests Verb
ithalatı sınırlamak
to choke back imports Verb
ithalatı sınırlamak
to curb imports Verb
ithalatı sınırlamak
to choke back import Verb
kazıklarla sınırlamak
to stake out Verb
kazıklarla sınırlamak
to stake Verb
kendini konu ile sınırlamak
to confine oneself to the subject Verb
kendini sınırlamak
to stint oneself Verb
kendini sınırlamak
to confine oneself Verb
krediyi sınırlamak
to contract credit Verb
maden imtiyazı talebini sınırlamak
to peg out a claim Verb
maden imtiyazı talepnamesini sınırlamak
to peg out a claim Verb
mahkemenin yetkilerini sınırlamak
to define the powers of a court Verb
masrafları sınırlamak
to put a stop the expenditure Verb
masrafları sınırlamak
to put a stop to expenditure Verb
masraflarını sınırlamak
to impose limitations on one's expenditure Verb
masraflarını sınırlamak
to limit one's expenditure Verb
masraflarını sınırlamak
to limit one's expenses Verb
memleket içi talebi sınırlamak
curb domestic demand Verb
meskûn bölgeler trafiğinin azami hızını otuz mil ile sınırlamak
to restrict to thirty miles an hour in built-up areas Verb
para arzını sınırlamak
to curb the money supply Verb
rekabeti sınırlamak
to restrict competition Verb
rekabeti sınırlamak
to restrain trade Verb
rekabeti sınırlamak
to restrain competition Verb
savaşı belli bir yere sınırlamak
to quarantine a war Verb
savaşı belli bir yerle sınırlamak
to quarantine a war Verb
savaşı belli bir yörede sınırlamak
to quarantine a war Verb
tayınları sınırlamak
to cut the rations Verb
ücretleri sınırlamak
to curb wages Verb
üretimi sınırlamak
to limit production Verb
üretim ve satışını sınırlamak ve düzenlemek
to combination in restraint of trade Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Sınırını çizmek, sınırını belirlemek
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.