setoff

  1. Noun karşılık.
  2. Noun, Law takas, mahsup, borca karşı tutulan borç.
  3. Noun, Architecture çıkıntı.
  4. Noun süs, tezyinat.
takas işlemi mektubu
mahsup mektubu
bakkal kâğıdı
hasar gören malların tazminatı olarak
(a) ateşlemek, fitillemek, patlatmak, infilâk ettirmek.
The bomb could be set off by slightest touch.
(b) belirginleştirmek, güzelleştirmek, göze çarpar hale getirmek, tebarüz ettirmek.
The black cloth sets off the jewels. (c) seyahata/yola çıkmak, boylamak.
to set off on a trip across Europe. (d) (ânî bir işe) başlatmak, sebep olmak.
This answer set them off laughing: Bu cevap onları güldürdü.
The discovery of gold in California set off a rush to there. (e) (sözcükleri birbirinden) ayırmak.
a sentence set off in/by commas.
(n)
diş
denkleme
çıkıntı
rölyef
karşılık olarak koymak Verb
mahsup etmek Verb
muvazene
takas Noun, Law