Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
terrible
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Adjective
müthiş, korkunç, dehşet verici, dehşetli.
a terrible winter/cold. a terrible accident. terrible war.
Adjective
berbat, pek kötü.
We had a terrible time on holiday. A terrible play. I feel terrible.
Adjective
aşırı, pek, çok.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
become terrible
korkunçlaşmak
Verb
enfant terrible
afacan, yumurcak, yaramaz/haşarı/ele avuca sığmaz/ıslah kabul etmez çocuk, soru ve sözleriyle büyükleri güç durumda bırakan çocuk.
enfant terrible
sorumsuz/pervasız işler yapan veya sözler söyleyen kimse.
terrible wrench
acıklı ayrılık
a terrible situation
feci bir durum
a terrible thing to say
söylenmemesi gereken birşey
Noun
a terrible thing to say
ağza alınmaması gereken birşey
Noun
a terrible thing to say
korkunç birşey
Noun
be in a terrible way
kötü bir ruh haleti içinde olmak
Verb
go through a terrible ordeal
müthiş sıkıntılı anılar yaşamak
Verb
live through terrible times
zor zamanlar geçirmek
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.