wit

  1. Noun us, akıl.
  2. Noun zekâ, kavrayış, anlayış.
    a nimble wit: keskin zekâ.
  3. Noun nükte, zarif söz.
  4. Noun nüktedan, nükteci kimse.
  5. Noun
    wits: (a) yaratıcılık, zekâ, kurnazlık, açıkgözlülük.
    to live by one's wits: açıkgözlülükle
    geçimini sağlamak. (b) akıl, muhakeme, itidal, düşünebilme yeteneği.
    to lose one's wits: itidalini kaybetmek.
  6. Verb bilmek, öğrenmek.
çözüm yolu bulamayan
iyice şaşkın
ne yapacağını bilememek Verb
sabrı taşmak Verb
ne yapacağını şaşırmak Verb
kendine hâkim olmak Verb
paniğe kapılmamak Verb
kafası çabuk işlememek Verb
zor idrak etmek Verb
şakayı tadında bırakmak Verb
aptalın teki
kuş beyinli
ince nükte, farkında değilmiş gibi söylenen nükteli söz. Noun
birdenbire aklına gelen fikir
tetik davranmak Verb
sağduyu, aklıselim, feraset, zekâ.
hazırcevap
zariflik
yani, demek ki.