ufak tefek şeylerde yardıma çağırmak
Fiil
arasıra, arada bir, zaman zaman.
arasıra, zaman zaman, vakit vakit.
ne kadar sık? ne kadar zamanda bir? ne kadar fasıla ile? kaç dakikada (saatte/günde vb.) bir? (saatte/günde
vb.) kaç defa?
How often do the buses run? Kaç dakikada bir otobüs var?
“How often do you go there?” “ Once a month”: “Oraya ne kadar sık gidiyorsun?'“ Ayda bir.”
gerektiğinden fazla, aşırı derecede.
He exceeded the speed limit once too often and fined $50.
ne zaman, ne vakit, kaç defa.
often as I ask him to, he never helps his father: Ne zaman babasına
yardım etmesini istesem hep kaytarır.
ne zaman … , kaç kere/defa.
As often as he tried to go there, hes's always failed: Kaç kere oraya
gitmek istedi, fakat başaramadı.
As often as I tried to get an answer from him, he made an excuse and avoided giving me the information I wanted.
çoğunlukla, çok defa, çoğu kez.
During the foggy weather the trains are late mor often than not:
Sisli havalarda çok defa trenler gecikir.
Ne kadar söylense/tekrar edilse yeridir.
Ne kadar söylense/tekrar edilse yeridir.
çoğunlukla, çok defa, çoğu kez.
During the foggy weather the trains are late mor often than not:
Sisli havalarda çok defa trenler gecikir.
genellikle, ekseriya, çoğu zaman.
More often than not I read a novel: Ekseriya bir roman okurum.
Çoğunlukla durum böyledir.