başını taştan taşa vurmak, imkânsız olan işe girişmek, çıkmaza saplanmak, başı belaya girmek.
imkânsız işle nafile uğraşmak, başını taştan taşa vurmak.
(a) şiddetli rekabetle karşılaşmak, (b) zahmetine değmek, büsbütün semeresiz olmamak.
korkudan donakalmak/eli ayağı buz kesilmek, tüyleri diken diken olmak.
The dark deserted street in that unfamiliar neighborhood made her blood run cold.
taahhüdünü yerine getirmemek
Fiil
canını kurtarmak, kaçıp kurtulmak.
kafasını duvara çarpmak
Fiil
imkânsızı yapmaya kalkışmak
Fiil
karşı koymalar ile karşılaşmak
Fiil
hesaplarını kontrol etmek
Fiil
notlarını yeniden gözden geçirmek
Fiil
rolünü bir daha tekrarlamak
Fiil
servetinıyiyip tüketmiş olmak
Fiil
bütün servetini yiyip tüketmiş olmak
Fiil
gelen postayı gözden geçirmek
Fiil
malını mülkünü eritmek
Fiil
işini çabuk bitirmeye çalışmak
Fiil
kapanacak korkusuyla bankadaki hesaplardan çok büyük paralar çekilmesi
(otomobil) ekonomik kullanım
bir gün içinde gündelik bir gazetenin her baskısında çıkmak üzere verilen reklam
hayır amacıyla para toplamak için yapılan uzun mesafe koşusu
tiraj (bir gazete ya da basılı bir şeyin toplam nüsha sayısı
vb'nin belirli bir baskıda basılan nüsha sayısı
firmanın ürününde fiyat ya da üretim değişikliği yapması
fabrika büyüklüğünde bir değişiklik yapmadan
basın reklamlarında bir ürünle ilgili reklamın farklı uyarlamalarla kullanılması
(menfaatler) çatışmak
Fiil
(makine) avara çalışmak
Fiil
(fiyatlar) yükselmek
Fiil
(fiyatlar) yükselmekte olmak
Fiil
(fabrika) âtıl durmak
Fiil
(makine) avarada çalışmak
Fiil
(zamanaşımı kanunu) hemen yürürlüğe girmek
Fiil
cari hesaptaki mevcut paradan daha yüksek meblağ çekmek
Fiil
(makine) arızasız çalışmak
Fiil
(US) (bir şeyi) geliştirmek ya da yönetmek için sorumluluk almak
Fiil