tahakkuk fişi
ihbar
kayma açısı İsim
dilekçe fişi
banka zimmet dekontu
virman dekontu
(gemi) hâlâ tamirde olmak Fiil
bahis fişi
(sigorta kanunu) geçici teminat
(çek defteri) kuponu
adres fişi: dairelerin iç haberleşme evrakına eklenen ve gideceği makam ve kimseleri gösteren fiş. İsim
kitap istek formu: istenen bir kitabın adını, yazarını, numarasını vb. yazmak için kütüphanelerde kullanılan basılı form. İsim
kasa fişi
çek dipkoçanı
komisyon belgesi
(US) (komisyoncu) kontrol belgesi
arasına sıkıştırılan not
kitabın vb armağan olduğuna dair
konfirmasyon makbuzu
lamel (mikroskopta numunenin altına sıkıştırıldığı küçük cam) İsim, Test ve Ölçüm
kupon
dekont
teslim belgesi
bankalara tevdi edilen her türlü kâğıt
(US) tediye makbuzu
senet
yatırılan bir mevduatın yeri
bordro
para ve sair şeyleri gösteren bordro
zamanı ve miktarını gösteren belge
cetvel
harcama belgesi İsim
(US) etiket
etiket
bilinçsiz dil sürçmesi: yazarken/konuşurken bilinç altı nedenlerle (arzu, istek, özlem vb.) yapılan hata.
takip eden bir kimseden sıyrılmak/sıvışmak/yakasını kurtarmak, atlatmak, ekmek.
I tried to follow
her but she gave me the slip.
sıvışmak, yanından savuşup kaçmak,
argo toz olmak, tüymek.
insan hatası İsim
sigorta slipi (sigorta simsarı veya sigortalının sigortacıya , sigorta edilecek risk hakkında verdiği belge
sigorta slipi
bir fırsatı elden kaçırmak Fiil
bir fırsatı kaçırmak Fiil
ağzından kaçırmak.
to let the truth slip: hakikati ağzından kaçırmak.
fırsatı kaçırmak.
lider sigortacı ile ikinci sigortacının inisiyallerini taşıyan ve diğer sigortacıları bağlayıcı kılan
belirli bir sigorta ile ilgili kâğıt
malzeme talep formu
kaymasını önleyen
kaymayan
Br protesto belgesi
açık slip (yapıldıkça beyan edilen sevkıyatları temin etmeye yeterli bir meblâğı kapsayan broker slip'i
asli slip (sigortacı ile sigorta konusu görüşülürken broker tarafından kullanılan plasman slip'i
paketin içindekileri gösteren belge İsim
sevk irsaliyesi İsim, Ticaret
ödeme makbuzu
maaş makbuzu
ödeme makbuzu
bankaya hitaben düzenlenen ve üzerinde ödenecek senetlerin yazılı olduğu bordro
bankaya para yatırılırken yatırılan para miktarı ve yatıranın adı yazılı fiş
(Br) ödeme fişi
(Br) tediye makbuzu
ödeme fişi
izin kağıdı İsim, Eğitim
izin yazısı İsim, Eğitim
slip ile ayni anlama gelir. yastık yüzü.
pembe ihbar kâğıdı (bazı şirketlerde işten çıkarılacak olanlara verilen ihbar kâğıdı
(US) loto kâğıdı
fiyat değişikliğini bildiren not
yazı provası İsim
birini seçim listesine koymak Fiil
depo giriş makbuzu
(banka) çekin tahsil edilmediğini gösteren belge
red pusulası, bir eserin basılıp yayınlanamayacağını yazarına bildiren matbu pusula.
A young writer
discouraged by so many rejection slips.
izin kâğıdı
havaleye eklenen açıklayıcı belge
maaş makbuzu
satış alındısı
kasa fişi
satış belgesi
satış fişi
çökme
yan sıçrayış
çekek Denizcilik
kay(dır)mak, kayarak gitmek. Fiil
(eli/ayağı vb. kazara) kaymak.
He slipped on the icy ground. The cup slipped from her hand. Fiil
(fırsat vb.) kaç(ır)mak. Fiil

slip away/by: geçip gitmek, uçuvermek.
Money slips through his fingers. Fiil
geçivermek, dalmak, karışmak.
to slip into a new way of life. Fiil
sıvışmak, sessizce uzaklaşmak.
to slip out of a room. Fiil
yanılmak, hata/yanlış yapmak, hataya düşmek. Fiil
(uçak) yana kaymak. Fiil
beklenen düzeyin altına düşmek.
His work slipped last year. Fiil
(sağlığı/zekâsı) gerilemek, kötüye doğru gitmek. Fiil

slip out: (istemeden) ağzından kaç(ır)mak.
The words slipped out before he could stop himself. Fiil
(gizlice/sinsice) vermek/koymak/yerleştirmek /sıkıştırmak/sokuşturmak.
to slip a letter to a person's hand. Fiil
(bol bir elbiseyi) geçirivermek.
He slipped the shirt over his head. Fiil
(kilit vb.) sürmek, sürgülemek, sürerek açmak.
He slipped the lock, and the door creaked open. Fiil
(tazı vb.) serbest bırakmak, tasmasını çözmek. Fiil
(bağından) kurtulmak, sıyrılmak, serbest kalmak.
The cow slipped its halter and ran out of the barn. Fiil
(düğümü vb.) çözmek, açmak. Fiil
demiri salıvermek. Fiil, Denizcilik
görmemezlikten gelmek, dikkatinden kaçırmak, ihmal etmek. Fiil
(akıldan/bellekten) çıkmak.
slip one's memory: unutmak, hatırlayamamak.
His name slips my mind:
Adını hatırlayamıyorum.
Fiil
(kemik) çıkmak, kaymak.
to slip a disk in the spine. Fiil
(deri) soyulmak. Fiil
(hayvan) erken /vakitsiz doğurmak. Fiil
kay(dır)ma, kayış. İsim
(kazaen) ayak kayması, kayıp düşme. İsim
yanılma, yanlış, hata. İsim
sürç, sürçme, yanılgı, zühul. a slip in addition.
a slip of the tongue: dil sürçmesi. İsim
boşboğazlık, patavatsızlık. İsim
(nicelik ve nitelikte) düşüklük. İsim
kadın iç gömleği, kombinezon. İsim

pillow slip ile ayni anlama gelir. yastık yüzü. İsim
(gemi tamiri için) kızak. İsim
çark/pervane kayması. İsim, Denizcilik
iki iskele arasındaki dar yer. İsim
(mekanik parçalar arasında istenmeyen boşluktan ilerigelen) kayma. İsim
kayşa, heyelan. İsim, Jeoloji

glide ile ayni anlama gelir. akma, makaslama etkisi sonucunda maden kristalinin bir parçasının
öbür parçaya göre plastik deformasyonu.
İsim
(kriket) kalenin arkasındaki yer. İsim
köpek tasması. İsim
filiz, sürgün, dikme, daldırılmak, için koparılan dal. İsim
(kâğıt/arazi vb.) şerit. İsim
ince ve uzun boylu çocuk.
a mere slip of a girl: fidan gibi kız. İsim
pusula, üzerine birşeyler yazılmış kâğıt parçası. İsim
seramik yapımında kullanılan ince ve sulu kil. İsim
yanlış yapmak, hata etmek.
hata etmek/işlemek, yanlış yapmak.
hata etmek/işlemek, yanlış yapmak.
süzülerek geçmek.
demir almak Fiil
(a) sıvışmak, gizlice çıkıp gitmek, (b) (vakit) çabuk geçmek, (c) ölmek.
eski alışkanlıklarına dönmek Fiil
(zaman) akıp gitmek.
trenin durmadan geçtiği bir istasyonda bıraktığı vagon. İsim
trenin durmadan geçtiği bir istasyonda bıraktığı vagon. İsim
kayıp düşmek.
unutmak Fiil
kayıp içine düşmek, girivermek.
araya bir sözcük sokmak Fiil
arka kapıdan girivermek Fiil
dilbilgisi yanlışı yapmak Fiil
yazım yanlışı
kayma göstergesi: uçağın yana kaymasını gösteren alet.
veznedarın parafe ettiği dekont
süzülüp girmek Fiil
açık vermeye doğru gitmek Fiil
ilmek
oynak düğüm
kanunlaşmış bir metnin ilk kez yayımlanması
bir şey unutma
yazma hatası İsim
dil sürçmesi.
dil sürçmesi İsim, Psikoloji
(a) sıvışmak, (b) çıkarmak, (elbise) sıyırmak, üstünden çıkarıp atmak, (c) hissettirmeden/sıvışıp gitmek.
giyivermek, üstüne geçirmek.
unutulmak Fiil
aklından çıkmak Fiil
(gemi) şamandıradan ayrılmak.
(bir şey) gözünden kaçmak.
(a) dışarı sıvışmak, sıyrılmak, (b) ağzından kaçmak.
The secret slipped out: Sır meydana çıkıverdi.
(a) savuşuvermek, (b) ağzından kaçmak.
kurtulmak Fiil
birinin elinden kaçmak Fiil
ağzından çıkmak Fiil
r: uğrayıvermek, şöyle bir uğramak.
I'll just slip over to my friend's: Arkadaşıma şöyle bir uğrayacağım.
bazı maddeleri atlamak Fiil
(alternatör vb.) halka, fırçaların sürtünerek akımı dışarı ilettikleri madenî bilezik. İsim
birinin gözünden kaçmak Fiil
vezne makbuzu
bakkal kâğıdı
aldatmak Fiil
birisini aldatmak, tongaya bastırmak.
dönen pervanenin arkasındaki hava akışı. İsim
hızla giden otomobilin arkasındaki alçak basınç bölgesi. İsim
belge muhasebesi sistemi
gomeneyi salıvermek.
vitesi boşa almak Fiil
sıvışmak, kaçıp kurtulmak, elinden kaçmak.
let slip through one's fingers: elinden kaçırmak.
arada kaynamak Fiil, Deyim
atlanmak Fiil, Deyim
dikkate alınmamak Fiil, Deyim
gerekli ilgiyi görmemek Fiil, Deyim
gözden kaçmak Fiil, Deyim
gürültüye gitmek Fiil, Deyim
ihmal edilmek Fiil, Deyim
unutulmak Fiil, Deyim
(a) hata/yanlış yapmak, yanılmak, yanılgıya düşmek.
The office slipped up and the letter was never
sent. (b) kayıp düşerek ayakları havaya kalkmak, (c) sürçmek.
tüymek (argo) Fiil
tonaj pusulası
transfer muamelesi fişi
maaş fişi
ücret bordrosu İsim
ücret fişi
gömlek
yazılı alındı fişi

Paçasız iç donu, külot