koltukları kabartan başarı.
övünülecek başarı, övünme/iftihar vesilesi, şeref.
That's a feather in his cap: Bu onun için övünülecek bir şeydir.
(İskoçya) huzursuzluk sebebi
azar, tevbih, kızgınlığın/öfkenin açıkça ifadesi, açıkça tasvip etmeme/karşı gelme.
give someone a piece of one's mind = tell someone one's mind: (birisine) ağzına geleni söylemek, iyice veriştimek, adamakıllı haşlamak, azarlamak/paylamak.
(a) samimî eleştiri/tenkit, açıkça söylenen fikir, (b) azarlama, paylama.
antlaşmanın kabul edilmesi
İsim, Uluslararası Hukuk
bir vesikaya imza atmak
Fiil
bir belgeye imza atmak
Fiil
bir belgeye imzasını atmak
Fiil
antlaşmanın uygun bulunması
İsim, Uluslararası Hukuk
(Br) işvereninden zam istemek
Fiil
(US) işvereninden maaşına zam istemek
Fiil
bir şirkete hayat sigortası yaptırmak
Fiil
(Br) bir şirkete hayat sigortası yaptırmak
Fiil
talihinin değişmesini beklemek
Fiil
zihinden atılan bir yük olmak
Fiil
yargıç önüne çıkarılmak
Fiil, Hukuk
antlaşmaya taraf olmak
Fiil, Uluslararası Hukuk
birinin kapısını aşındırmak
Fiil
başını taştan taşa vurmak, deveye hendek atlatmak, bütün gayretlerine rağmen başaramamak.
Trying to make him change his mind is just beating your head against a wall.
birinin tebessüm etmesine neden olmak
Fiil
birinin gülümsemesine neden olmak
Fiil
protestolara neden olmak
Fiil
çocuğu kucakta (kollarında) taşımak.
cezanın çevrilmesi
İsim, Hukuk
hapis cezasını para cezasına çevirmek
Fiil, Hukuk
bir kulübün üyesi olduğunu beyan etmek
Fiil
yola çıkmayı bir hafta ertelemek
Fiil
hükmün tefhim edilmesi
İsim, Hukuk
bir dosta içini dökmek
Fiil
dostlarına bir sırrı açıklamak
Fiil
bir hesabı kafadan yapmak
Fiil
bir işte kendin üstüne düşeni yapmak
Fiil
mezarını kendisi kazmak, ömür törpüsü olmak, üzüntü veya içki ile ölümünü yaklaştırmak.
fikirlerini bir konuşmada somutlaştırmak
Fiil
ahir ömrünü yoksullar evinde geçirmek
Fiil
kararın icrası
İsim, Hukuk
adını bir listeye yazmak
Fiil
suç işlemek amacıyla örgüt kurmak
Fiil, Ceza Hukuku
istinaf etmek
Fiil, Hukuk
birinin zayıf/can alacak damarını bulmak.
ikametgâhını belli bir yerde tespit etmek
Fiil
bütün çabalarını bir soruna yöneltmek
Fiil
zorla bir eve girmek
Fiil
bir eve zorla girmek
Fiil
işlere çekidüzen vermek
Fiil
işleri düzene koymak
Fiil
bir tasarıyı kaydı ihtirazi ile onaylamak
Fiil
bir tasarıya katıldığını belirtmek
Fiil
bir pazarlığı tokalaşarak sonuçlandırmak
Fiil
oyunu bir adaya vermek
Fiil
bir aday için oyunu kullanmak
Fiil
birinin yıkanmasına yardım etmek
Fiil
Hiç yoktan iyidir.
Cümle, Deyim
öfkesi burnunun ucunda olmak
Fiil
kendi ne bir kopyasını ayırmak
Fiil
kopyasını kendinde alıkoymak
Fiil
bir kopyasını kendine alıkoymak
Fiil
hesabında tutarsızlık olmak
Fiil
asalet unvanına sahip olmak
Fiil
zeki/akıllı/kafalı olmak.
kafasında çok şey olmak
Fiil
üzülmek, vicdan azabı çekmek, yüreğinin yağı erimek, boğazı tıkanmak/düğümlenmek.
ne istediğini bilmek, kararlı/azimli olmak.
(a) mütemadiyen tehlikeli ilâçlar almak, (b) bir kimseden sürekli nefret etmek.
(a) şiddetli rekabetle karşılaşmak, (b) zahmetine değmek, büsbütün semeresiz olmamak.
kulağına fısıldamak, gizlice söylemek.
işleri düzene koymak
Fiil
işlere çekidüzen vermek
Fiil
kendi yeteneğini gizlemek
Fiil
örnek olmak istememek
Fiil
yüksek bir ülküye/ gayeye bağlanmak, yüksek bir ideal peşinde koşmak.
Bir kere başladık artık, sonuna kadar gideceğiz.
Cümle, Deyim
Başladığımız işi bitireceğiz.
Cümle, Deyim
Yarı yolda bırakamam.
Cümle, Deyim
Başladığın işi yarıda bırakamazın.
Cümle, Deyim
Battı balık yan gider.
Cümle, Deyim
bir özelliği babadan tevarüs etmek
Fiil
kararname çıkarmak
Fiil, Hukuk
masraflarının kaydını tutmak
Fiil
masrafların kaydını tutmak
Fiil
dinleyicilerini çok öfkelendirmek
Fiil
davasını komisyona sunmak
Fiil
davasını bir kurula sunmak
Fiil
iyi bir ders almak, Hanyayı Konyayı öğrenmek.
He's learnt his lesson: (gereken) dersi aldı = ağzının
payını/boyunun ölçüsünü aldı.
birinin hesabında zimmet (borç) bakiyesi bırakmak
Fiil
borç bakiyesi bırakmak
Fiil
bir teminat altında haklarını kaybetmek
Fiil
her şeyini bir ata yatırmak
Fiil
bir bölge üzerinde hâkimiyeti olmak
Fiil
alacaklılarla uzlaşmaya varmak
Fiil
kişinin servetinde gedik açmak
Fiil
kendi hesabına poliçe keşide etmek
Fiil
kendi parasından sarfetmek
Fiil
giyim kuşamıyla caka satmak
Fiil
sefaletini sergilemek
Fiil
gelir vergisi beyannamesi vermek
Fiil
birini doğduğuna pişman etmek.
tezli yüksek lisans
İsim, Eğitim
vasiyetinde kızına bir ev bırakmayı düşünmek
Fiil
sözleşme görüşmesi, sözleşmenin müzakeresi
İsim, Medeni Hukuk
garanti olarak evini göstermek
Fiil
bir oyundaki rolünü abartılı oynamak
Fiil
bir hanıma kur yapmak
Fiil
iki rakibi kapıştırmak
Fiil
bir sorunu birinin ellerine tevdi etmek
Fiil
bir belgeye mührünü basmak
Fiil
hizmet olarak platform
İsim, Yazılım
kendine bir iş bulmak
Fiil
dostça uyarmak, ihtar etmek,
mec. kulağını bükmek.
I put a flea in his ear about the next meeting.
bir kimsenin çanına ot tıkamak, işini kösteklemek.
masasını derleyip toplamak
Fiil
adını listeye koymak
Fiil
bir sözcüğün üzerini çizerek silmek
Fiil
bir belgeye mührünü basmak
Fiil
(yarışta) bütün parasını bir at üzerine koyarak bahse girmek.
bir senede imza atmak
Fiil
imzasını bir vasiyetnameye atmak
Fiil
otomobil ile ağaca toslamak
Fiil
arabasını ağaca toslatmak
Fiil
giysilerini bir bavula tıkıştırmak
Fiil
antlaşmanın onaylanması
İsim, Uluslararası Hukuk
devletin tanınması
İsim, Uluslararası Hukuk
suçlunun ıslahı
İsim, Ceza Hukuku
öğretmenlikten ayrılmak
Fiil
sorunu kafasında evirip çevirmek
Fiil
bir belgeyi imzasıyla tasdik etmek
Fiil
bir belgeye imza atmak
Fiil
hayatını bir şansa bağlamak
Fiil
hayatını tehlikeye atmak
Fiil
bir belgeyi imzalamak
Fiil
Şia/Rafızi
Özel Isim, Din ve İnanç
bir mektuba imzasını atmak
Fiil
işine büyük bir servet harcamak
Fiil
bir belgeyi onaylamak için damgalamak
Fiil
cezaya erkekçe katlanmak
Fiil
tasfiye bilançosu sunmak
Fiil
tasfiye bilançosunu sunmak
Fiil
adını bir belgenin altına koymak
Fiil
adını bir dilekçenin altına koymak
Fiil
kuyrukta sıraya girmek
Fiil
bir mektuba dayanmak
Fiil
kalabalıkta kendine bir yol açmak
Fiil
mendiline düğüm atmak
Fiil
çocuğu evlatlıktan reddetmek
İsim
işlerini bir avukata emanet etmek
Fiil
bir tasarıyı zihninde evirip çevirmek
Fiil
bir sırrı açığa vurmak
Fiil
parasını vasiyetle bir hastaneye bırakmak
Fiil
birinin müşterisini bir dükkândan çekmek
Fiil
Tereciye tere satılmaz.
Cümle, Deyim