Fiil çekmek, cezbetmek. The gravitational force of the earth attracts the bodies to it: Yerçekimi kuvveti
cisimleri yere doğru çeker. Her beauty attracted my attention: Güzelliği dikkatimi çekti. to attract attention: dikkati çekmek. to be attracted: cazibesine kapılmak/tutulmak. He was attracted by her beauty: Onun güzelliğinin cazibesine kapıldı. A magnet attracts the iron: Mıknatıs demiri çeker. to attract a penalty: cezaya çarpılmak.