kendi eğilimini izlemek
Fiil
içinden geldiği gibi yaşamak
Fiil
sadece kendi eğilimlerini izlemek
Fiil
parası sadece ufak bir kâr getirmek
Fiil
parası sadece ufak bir kâr getirmek
Fiil
laf arasında bahsetmek
Fiil
sadece kendi çıkarlarını gözetmek
Fiil
sadece iptal iadeleri (nakliyat tekne reasüransında uygulanan bir hüküm olup poliçenin iptalinde öngörülenin
dışında herhangi bir iade priminin ödenme
sadece müşteriler parkedebilir
keşke.
If only I knew: Keşke bilseydim.
If only Dad could see me now! Keşke babam bu günümü görebilseydi.
keşke.
If only wars would cease: Keşke savaşlar sona erse.
If only she would come: Keşke gelebilse.
sadece kağıt üstünde
Zarf
müşteri gideceği yere ulaştığında
fiyata hangi hizmetlerin dahil olduğunu gösteren liste
sadece resmi işlerde kullanılır
bir defaya mahsus olmak üzere
Zarf
biricik, eşsiz, en üstün, eşi/emsali bulunmaz.
Atatürk was one and only hero in the whole world.
As far as I am concerned, he is the only writer: Bence o eşsiz bir yazardır.
salt okunur
Bilgi Teknolojileri
sadece sermaye tescil edilebilir
lütfen sadece (davete) gelemeyecekler bildirsin
sadece ayakta duracak yer var
yerli endüstriyi korumaya yönelik
ama devlete gelir getirmesi amacıyla oluşturulmuş vergi sistemi
yalnız tam ziyada ödeme yapılır koşulu
bir mülkü sadece ikamet maksadıyla işgal etmek
Fiil
kâğıdın yalnız bir yanına yazmak
Fiil
gözü …'den başkasını görmemek, -i gözüne kestirmek, -den başkası ile ilgilenmemek.
(a) henüz, demin(cek), biraz önce.
He left home just now. (b) hemen şimdi, derhal.
I'll do it right now.
sadece kısmen amorti edilmiş işletme aktifleri
İsim
(a) son derece, cidden.
I am only too happy to be back. I shall be only too glad to help you:
Size yardım etmekten cidden haz duyarım. (b) maalesef, ziyadesiyle, fazlasıyla, çok.
It is only too likely to happen: Vukuu çok muhtemeldir.
(araba sigortası , Br) sadece maddi hasara karşı poliçe
sadece maddi hasarlara karşı poliçe
için sadece temsilci görevi görmek
Fiil
bulunmaz Hint kumaşı olmamak
Fiil
6 mil kadar yoldan içerde olmak
Fiil
bir deri bir kemik olmak
Fiil
bir görev için tam adamı olmak
Fiil
yalnızca zaruret halinde (hini hacette) kullanılmak
Fiil
Önemli olan iç güzelliği.
Cümle, Deyim
sadece parçalar halinde satın almak
Fiil
parça parça satın almak
Fiil
bankadaki hesabın matlubuna geçirilerek ödenen çek
bankalardaki hesabın matlubuna geçirilerek ödenen çek
sadece küçük bir kâr elde etmek
Fiil
sahte bağlılık göstermek
Fiil
(tren) yolda sadece üç istasyonda durarak gitmek
Fiil
gözü …'den başkasını görmemek, -i gözüne kestirmek, -den başkası ile ilgilenmemek.
(taksi şoförü) o gün sadece altı müşterisi olmak
Fiil
kulaktan dolma bilmek
Fiil
dar olanakları olmak
Fiil
Sadece iki elim var/kırk işi birden yapamam.
parasını sadece kısa vadeli kazançlara yatırmak
Fiil
parasını sadece kısa vadeli kazançlara yatırmak
Fiil
aklı fikri eğlencede olmak
Fiil
bir tek kaydı ihtirazide bulunmak
Fiil
sadece … değil, üstelik/aynı zamanda … , hem … hem de …
Shakespeare was not a writer but (also) an actor: Shakespeare sadece yazar değil, aynı zamanda aktördü (hem yazar, hem de aktördü).
Bulunmaz Bursa kumaşı değil ya; Amasyanın bardağı, biri olmazsa bir daha.
He said he could find other girls, she was not the only fish in the sea.
Sıfat
!: bulunmaz Bursa kumaşı değil ya! gökten zembille inmedi ya! Amasyanın bardağı, biri olmazsa bir daha!
sadece birkaç parça eşyası olmak
Fiil
ancak takas adasınca ödenebilir
ancak takas odasınca ödenebilir
malları sadece sabit fiyata satmak
Fiil
birkaç dakika kalmak
Fiil
sadece toptancılara mal tedarik etmek
Fiil
yalnız toptancılara mal tedarik etmek
Fiil
sadece bir kimseden emir emr almak
Fiil
sadece bir kimseden emir almak
Fiil
sadece kendini düşünmek
Fiil
motor sigortalarında üçüncü şahısların yaralanması veya mal zararına karşı sigortalının sorumluluğu ile
sınırlı teminat veren poliçe
ancak uzmanlarca anlaşılabilir
ancak (sadece) bu tarihten itibaren işlemeye başlamak üzere
devlet parasını meşru amaçlarla kullanmak
Fiil
Salt Okunur Bellek
Bilgi Teknolojileri