come to grips with

  1. (a) ciddiyetle ele almak, işe ciddiyetle sarılmak, (b) (güreşte) rakibini sımsıkı yakalamak.
  2. (a) rastlamak, karşılaşmak, (b) kavgaya/mücadeleye tutuşmak.
    come to grips with the enemy: düşmanla DEVAMINI OKU
    kapışmak.
    The two enemies came to grips. GİZLE
ciddî bir şekilde ele almak, ciddî olarak uğraşmak/halle çalışmak/üzerine eğilmek.
The speaker talked DEVAMINI OKU
a lot, but never really got to grips with the subject. GİZLE
 
 
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun