1. çok, pek, aşırı, ziyade.
    It's ever so cold: Hava pek soğuk.
    Thank you ever so much: Pek
    çok teşekkür ederim.
    She's ever such a nice girl: Son derece güzel bir kız.
    She is ever so much prettier than her sister: Kızkardeşinden kat kat güzeldir.
    I waited ever so long: Okadar bekledim ki …
    ever so often: sık sık, pek sık.
pek çok
öylesine
sık sık