1. düztabanlı.
  2. ayaklarını sürüyerek yürüyen.
  3. (a) sabitkadem, ayakları üzerinde iyi denge sağlayan, (b) dürüst, açıksözlü, samimî, özü sözü bir.
    have
    a honest flatfooted way of saying a thing: açıksözlü olmak.
  4. hazırlıksız, şaşırmış, müşkül durumda.
    catch one flatfooted: birini şaşırtmak, hazırlıksız yakalamak,
    müşkül durumda bırakmak.
    The amount of dinner check caught us flatfooted.
  5. azimkâr, kararlı, kararından dönmez.
  6. açıkça, düpedüz, kesinlikle, kesin/kat'î olarak.
(US) açık
ağır
tatsız
dobra dobra
(Br) hantal