1. (kimyasal madde vb.) (birdenbire/ansızın) patla(t)mak, infilâk et(tir)mek.

  2. fulminate against: şiddetle aleyhinde bulunmak, (aleyhinde) atıp tutmak/ateş püskürmek/veriştirmek.

    to fulminate against taxes/against the government.
  3. Tıp (hastalık) ânide ve şiddetle belirmek/kendini göstermek/zuhur etmek.
  4. gök gürlemek, şimşek çakmak.
  5. Kimya (a) fülminat: fülminik asidin patlayıcı tuzlarından biri, özellikle cıva fülminat (kuvvetli bir patlayıcıdır),
    (b)
    fulminating compound ile ayni anlama gelir. patlayıcı herhangi bileşik.