1. Geçişsiz Fiil olmak, vukubulmak, vukua/meydana gelmek, vaki olmak.
    When did the accident occur? Kaza ne zaman
    oldu?
    Don't let it occur again: Bir daha olmasın/tekerrür etmesin.
    should the case occur: gerekirse, icabında.
    What has occurred between last week and this to make you change your mind?
  2. Geçişsiz Fiil bulunmak, rastlanmak, görünmek, meydana çıkmak, zuhur etmek.
    Tuberculosis occurs most often in damp climates.
yatmak (argo) Fiil
Gerektiğinde, gerekirse, icabederse, icabında, icap ettiği takdirde.
doğmak Fiil
rastlaşmak Fiil
rastlamak Fiil
rast gelmek Fiil
akla/hatıra gelmek, aklından geçmek, tahmin etmek.
It didn't occur to me that you would object:
Reddedeceğini tahmin etmedim.
An idea occurred to me: Aklıma bir fikir geldi.
Did it never occur to you to ask? Sormak hiç aklına gelmedi mi?
hatıra gelmek Fiil
aklına gelmek Fiil
aklından geçmek Fiil
hatırlamak Fiil
düşünmek Fiil
aklına gelmek Fiil
fark etmek Fiil
anlamak Fiil
hatırına gelmek Fiil
Hiç aklıma gelmedi.