outside one&

beyond/outside one's ken

bir kimsenin anlayamayacağı/kavrayamayacağı, akla sığmaz, akıl almaz/ermez, anlaşılması olanaksız.

go outside one's range

menzili dışına çıkmak Fiil

have no occupation outside of one's office work

büro işinden başka uğraşı olmamak Fiil

lie outside the scope of one's address

görev kapsamı dışında olmak Fiil

not to be able to get outside one's pudding

kabuğundan dışarı çıkmamak

outside one's function

görevi dışında

outside one's official functions

resmi görevleri dışında

outside one's purview

yetkisi dışında Sıfat

outside one's purview

yetki alanı dışında Sıfat