Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. senate.
  2. senator.
  3. senior.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

sen
Japon kuruşu, 1/100 yen. İsim
sen
Kamboçya kuruşu, 1/100 riel. İsim
sen
İndonezya kuruşu, 1/100 rupiah. İsim
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.

Türkçe-Ingilizce Ilgili Terimler

Bittin sen.
You're dead to me.
Öldün sen.
You're dead to me.
sen
you
sen
thou
sen
thee
Sen nasıl istersen.
Anything you say. Cümle
şen
jovial
şen
happy
şen
convivial
şen
festive
şen
sunny
şen
cheery
şen
gleeful
şen
frolicsome
şen
chirpy
şen
vivacious Sıfat
şen
cheerful
şen
merry
şen
jocund
şen
jaunty Sıfat
şen
gay
şen
chippy
şen
perky
şen
playful
şen
pleasant
şen
rattling
şen
riant
şen
rident
şen
sanguineous
şen
airy
şen
amused
şen
animate
şen
animated
şen
blithe
şen
blithesome
şen
boon
şen
canty
şen
chipper
şen
coltish
şen
crank
şen
eupeptic
şen
festal
şen
frisky
şen
galliard
şen
gamesome
şen
good
şen
halcyon
şen
heartsome
şen
hilarious
şen
holiday
şen
jocose
şen
light
şen
lively
şen
lusty
şen
mercurial
şen
merrymaking
şen
upbeat
şen
vogie
...sen ölmezsin.
It wouldn't kill you to ...
...sen ölür müsün?
Would it kill you to ...?
adam sen de
never mind ! take it easy
Bak sen
oho
hadi canım sen de
like hell
hadi canım sen de
get along with you !
haydi canım sen de
come along
mahkemenin belirli bir hususu re'sen nazara alması
judicial notice
Ne diyorsun sen ya?
What are you talking about?
Ne içtin sen?
Are you high?
re'sen
on its own initiative Zarf
re'sen
ex officio İsim, Hukuk
re'sen
on its own motion, of its own motion, sua sponte Zarf, Hukuk
re'sen
sua sponte Zarf, Hukuk
Sen başlattın.
You started it.
sen beni kolla ben de seni kollayayım
scratch my back and I will scratch yours
Sen benim için yoksun artık!
I'm finished with you!
Sen benim için yoksun artık!
You're dead to me!
sen bilirsin
OK
sen bilirsin
if that's what you think is right
sen bilirsin
I leave it up to you
Sen bilirsin.
It's your call.
Sen bilirsin.
Your call.
Sen bilirsin.
As you wish.
Sen bu işe burnunu sokma!
Stay out of it! Cümle, Deyim
Sen bu işe karışma!
Stay out of this! Ünlem, Deyim
Sen burnunu sokma!
Stay out of this! Ünlem, Deyim
Sen de gelsene.
Wanna come along?
Sen giderken ben dönüyordum.
I wasn't born yesterday. Cümle, Deyim
Sen haklısın.
Anything you say. Cümle
Sen istediğin kadar itiraz et
Like it or not, Whether you like it or not Zarf
Sen istediğin kadar karşı çık
Like it or not, Whether you like it or not Zarf
Sen karışma!
Stay out of it! Cümle, Deyim
Sen kendi işine baksana!
When did I ask you? Cümle, Deyim
Sen kendi işine baksana!
Did I ask you? Cümle, Deyim
Sen kendi işine baksana!
Nobody asked you! Cümle, Deyim
sen kendin
thyself
Sen ne dersen de
Like it or not, Whether you like it or not Zarf
Sen neden bahsediyorsun?
What are you talking about?
Sen olsan ne yapardın?
What would you do if you were me?
sen onu benim külahıma anlat
tell it to the marines
sen onu benim külahıma anlat
tell that to the horse- marines
sen sen ol
never
şen görünmek
to perk up Fiil
şen şakrak
vivacious Sıfat
şen şuh davranmak
to play loosely Fiil
Türkçe-Ingilizce terim çevirileri: Zargan Ltd.

sen
Tekil ikinci şahsı gösterir
şen
Hâlinde ve davranışlarında yaşamaktan aldığı zevkin ... ve güler yüzlü, neşeli
şen
İş, fiil