Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. saman.
  2. ekin sapı.
  3. ekin sapından/samandan yapılmış (şey), hasır.
    a straw hat: hasır şapka.
  4. zerre, çok ufak şey.
    I don't care a straw: bana vız gelir; umurumda değil; zerre kadar önem vermem.

    the straw that breaks the camel's back: bardağı taşıran son damla.
    not worth a straw: metelik etmez, hiç değeri yoktur.
    A straw shows which way the wind blows: En ufak bir emare olup bitenleri gösterir.
  5. değersiz/kıymetsiz, önemsiz.
    a man of straw: değersiz/uydurma adam, manken, gösterişli fakat varlıksız adam.
  6. drinking straw ile ayni anlama gelir. içme çubuğu, şurup vb. içmek için içi boş çubuk, kamış.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

Manufacture of other products of wood; manufacture of articles of cork, straw and plaiting materials (NACE code: C16.2.9)
Diğer ağaç ürünleri imalatı; mantar, saz, saman ve benzeri örme malzemelerinden yapılmış ürünlerin imalatı (NACE kodu: 16.29) İsim, Sanayi ve Zanaatler
Manufacture of products of wood, cork, straw and plaiting materials (NACE code: C16.2)
Ağaç, mantar, kamış ve örgü malzeme ürünü imalatı (NACE kodu: 16.2) İsim, Sanayi ve Zanaatler
Manufacture of wood and of products of wood and cork, except furniture; manufacture of articles of straw and plaiting materials (NACE code: C16)
Ağaç, ağaç ürünleri ve mantar ürünleri imalatı (mobilya hariç); saz, saman ve benzeri malzemelerden örülerek
eşyaların imalatı (NACE kodu: 16)
İsim, Sanayi ve Zanaatler
catch at a straw
eften püften şeylere bel bağlamak Fiil
catch at a straw
ümitsizlikten yılana bile sarılmak Fiil
catch/clutch/grasp at a straw
(or
straws): ümitsizlik içinde her çareye başvurmak.
A drowning man will clutch at a straw:
Denize düşen yılana sarılır.
clutch at a straw
umutsuzluk içinde her çareye başvurmak Fiil
draw the short straw
şanssız olmak Fiil
draw the short straw
kısa çöpü çekmek Fiil
drinking straw
straw ile ayni anlama gelir. içme çubuğu, şurup vb. içmek için içi boş çubuk, kamış.
find a quarrel over a straw
bir hiç için kavga etmek Fiil
find quarrel over a straw
incir çekirdeğini doldurmayacak şey için kavga etmek Fiil
find quarrel over a straw
bir hiç için kavga etmek Fiil
grasp at a straw
ümitsizlikle yılana bile sarılmak Fiil
It's the last straw
bir bu eksikti! yeter artık.
This bad news was the last straw: Bu fena haber herşeyi mahvetti.
last straw
son had, dayanılmaz derece, bardağı taşıran damla, sabrı tüketen olay.
“It's the last straw that breaks
the camel's back: Devenin belini kıran son saman çöpüdür.” atasözünden alınan deyim.
İsim
make bricks without straw
(a) muhayyel işler peşinde koşmak, yanlış veya gerçekçi olmayan esasa göre plan yapmak veya davranmak,
(b) uzun sürmeyecek bir şey yaratmak, ömrü kısa/süreksiz olmak.
To form governments without the consent of the people is o make bricks without straw: Halkın rızası olmadan kurulan hükümetin ömrü kısa olur. (c) yokluktan varlık yaratmak, imkânsız işi başarmak, mucize yaratmak, gerekli malzemenin noksanlığına rağmen bir işi başarmak.
Don't expect me to make bricks without straw.
man of straw
straw man İsim
not to care a straw
hiç aldırmamak
not worth a straw
beşpara etmez
one can't make bricks without straw
samansız kerpiç yapılmaz, gerekli araç/malzeme olmadıkça iş yürütülemez.
stumble at a straw
her şeyi sakıncalı bulmak Fiil
the last straw
yeter artık
this is the last straw
bir bu eksikti
thresh over straw
başsözcülük etmek Fiil
straw bail
değersiz kefalet
straw bail
kefalet senedindeki kefilin kendini tanıttığı gibi sorumlu bir kişi olmaması durumu
straw ballot
sınama oyu
straw bid
(US) sahte teklif
straw bid
(US) açık artırmada yalandan yükseltilen fiyat
straw bid
sahte teklif
straw bond
değersiz bono
straw bond
değersiz tahviller
straw bonds
değersiz tahviller İsim
straw boss
kalfa, işçi başı.
straw color
saman rengi.
straw coloured
saman renkli
straw coloured
açık sarı
straw down
(ahıra vb.) saman sermek.
straw hat
hasır şapka
straw house
samanlık
straw in the wind
ilk belirti
straw man
(a) hasırdan adam, (b) korkuluk, kukla, (c) önemsiz/zayıf kimse/fikir/nazariye vb., (d) yalancı şahit.
straw mat
hasır
straw mattress
samanla doldurulmuş minder.
straw pool
kamuoyu araştırması
straw pool
tesadüfi örnekleme kuramına dayalı
straw press
balya markacısı
straw vote
nabız yoklama oyu.
straw wine
kuru üzüm şarabı.
A drowning man will catch at a straw.
Denize düşen yılana sarılır.
the straw that broke the camel's back
bardağı taşıran son damla İsim
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.