Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. etkili, etken, tesirli, müessir.
    a telling blow The lawyer made a brief, telling speech to the magistrate.
  2. açıklayıcı.
    He made a particularly telling remark.
  3. anlatış, anlatım, anlatma, açıklama.
    The story takes more than 500 pages in the telling: Hikâyenin
    anlatımı 500 sayfadan fazla sürüyor.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

(story) telling
nakil
fortune telling
falcılık
fortune telling
fal
fortune telling
bakıcılık
from telling
hakkısükût
manner of telling
anlatış
the art of story telling
hikâyecilik
There's no telling
Bilinmez, tahmin edilemez.
There was no telling what sort of trouble he might get into: Başına ne bela geleceği bilinmezdi.
telling effect
etkili
telling effect
kesin etki
telling off
paylama
telling off
azarlama
telling plan
orman açma planı
telling point
karakteristik nokta
telling speech
etkili konuşma
There's no telling.
Hiç belli olmaz. Cümle
There's no telling.
Belli olmaz. Cümle
without telling anyone
habersizce
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.