cooperative

  1. Noun, Civil Law kooperatif
  2. işbirliğine/yardım etmeye hazır/gönüllü.
    The teacher thanked her pupils for being so cooperative =
    co-operative = coöperative.
  3. ortak, müşterek.
    The farmer and his neighbors decided to establish a cooperative = co-operative = coöperative farm.
  4. işbirliği+.
    cooperative = co-operative = coöperative mood: işbirliği arzusu.
  5. ortaklık, birlik, kooperatif.
    Consumers' cooperative = co-operative = coöperative: Tüketiciler
    kooperatifi.
    Producer's cooperative = co-operative = coöperative: Üreticiler kooperatifi.
    Farmers' cooperative = co-operative = coöperative.
  6. kat mülkiyetli apartman.
  7. bu apartmanın her bir dairesi.
  8. elbirliğiyle.
  9. elbirliği/işbirliği (yapma), kooperatifleşme.
  10. kooperatif mağazası.
tarım satış kooperatifi
tarım satış kooperatifi
yapı kooperatifi
tüketici kooperatifi
tüketici kooperatifi.
müstehlik kooperatifi
tüketim kooperatifi
kredi kooperatifi
çiftçi kooperatifi kredi kooperatifi
çiftçi kooperatifi
çiftçi kooperatifi
(US) çiftçi kooperatifi
konut yapım kooperatifi
kooperatifçi
pazarlama kooperatifi
satış kooperatifi
kooperatifçi
üretici kooperatifi
üretim kooperatifi
üretim kooperatifi
mubayaa kooperatifi
perakendeci kooperatifi
(US) perakendeci kooperatif
(US) tarım kooperatifi
(US) toptancı kooperatifi
toptancı kooperatifi
ulus çapındaki bir üreticiyle onun toptancıları ya da perakendecilerinin müştereken yaptıkları reklamın giderlerine katılmaları Noun
(Br) toplu reklam (iki ya da daha çok işletmenin birlikte hareket ettiği düzenleme
tarım kooperatifi
zirai kooperatif
alım kooperatifi
(US) alım kooperatifi
kredi kooperatifi
kooperatif bankası Noun
kooperatif kredi müessesesi
kooperatif bankacılığı
kooperatif temeli
kooperatif tarafından kurulan bina
kooperatifçe kurulan bina
kooperatif yapı sandığı
(Br) kooperatif yapı sandığı
alım kooperatif bürosu Noun
(Br) satın alma kooperatifi
işbirlikçi rekabet
toplu rekabet
toplu teslimat
toplu dağıtım
pratik çalışmalı eğitim
işbirliği Noun
kooperatif girişimi
kooperatif kuruluş
bir çiftçi topluluğu ile ailelerince kooperatif biçiminde işletilen büyük bir çiftlik
kooperatif çiftlik
türlü girişimcilerin yaptığı ortak sağlık programı
kooperatif iskân işleri Noun
kooperatif sigorta işleri Noun
kooperatif sigortası Noun
kooperatifler kanunu
(US) kooperatifler kanunu
ortak pazarlama
(Br) pazarlama kooperatifi
kooperatif üyesi
kooperatif ortağı Noun, Law
kooperatif ortaklığı Noun, Law
kooperatif hareketi
kooperatif teşkilatı
kooperatif planı
işbirlikli işlem Information Technology
(Br) üretim kooperatifi
(reklamcılık) ortak program
kooperatif satın alması
satın alım kooperatifi
kooperatif perakende dükkânı
(Br) kooperatif perakende dükkânı
kooperatif perakende tüketim merkezi
kooperatif satışları Noun
kooperatif tasarruf bankası Noun
bir kooperatif tarafından işletilen mağaza
kooperatif satış yeri
kooperatif tarafından işletilen mağaza
bir kooperatif tarafından işletilen dükkân
kooperatif ortaklık
kooperatif
işbirlikçi ruh
standart belirleme anlaşması Noun, Competition Law
kooperatif sermayesi
bir kooperatif tarafından işletilen dükkân
(US) tüketim kooperatifi
bir kooperatif tarafından işletilen mağaza
kooperatifçilik
(Br) kooperatif derneği
kooperatif girişimi
toptan satın alma kooperatifi
(Br) toptancı kooperatifi
toptancı kooperatif
(Br) kooperatif girişimlerine sermaye veren merkezi finansman örgütü durumundaki takas bankası Noun
tüketici kooperatifi satış mağazası
tüketici koopertifi satış mağazası
çiftçi kooperatifi kredi kooperatifi
Br üretici kooperatifi
işbirliğine/yardım etmeye hazır/gönüllü.
The teacher thanked her pupils for being so cooperative =
co-operative = coöperative.
ortak, müşterek.
The farmer and his neighbors decided to establish a cooperative = co-operative = coöperative farm.
işbirliği+.
cooperative = co-operative = coöperative mood: işbirliği arzusu.
ortaklık, birlik, kooperatif.
Consumers' cooperative = co-operative = coöperative: Tüketiciler
kooperatifi.
Producer's cooperative = co-operative = coöperative: Üreticiler kooperatifi.
Farmers' cooperative = co-operative = coöperative.
kat mülkiyetli apartman.
bu apartmanın her bir dairesi.
elbirliğiyle.
elbirliği/işbirliği (yapma), kooperatifleşme.
kooperatif mağazası.
işbirliğine/yardım etmeye hazır/gönüllü.
The teacher thanked her pupils for being so cooperative =
co-operative = coöperative.
ortak, müşterek.
The farmer and his neighbors decided to establish a cooperative = co-operative = coöperative farm.
işbirliği+.
cooperative = co-operative = coöperative mood: işbirliği arzusu.
ortaklık, birlik, kooperatif.
Consumers' cooperative = co-operative = coöperative: Tüketiciler
kooperatifi.
Producer's cooperative = co-operative = coöperative: Üreticiler kooperatifi.
Farmers' cooperative = co-operative = coöperative.
kat mülkiyetli apartman.
bu apartmanın her bir dairesi.
kooperatif mağazası.