known

  1. bilinen, belli, tanınmış, ünlü, meşhur, malûm.
    known facts: bilinen gerçekler.
    a known authority
    on this topic: bu konuda tanınmış bir yetkili.
    known as … : … olarak danınmış/bilinen.
    this is what is known as … : buna … denilir.
    a known thief: tanınmış bir hırsız.
    well known: ünlü, meşhur, herkesçe iyi bilinen.
  2. bilinen şey/çokluk.
ad ıyla sanıyla
niyetini belirtmek Verb
arzusunu belirtmek Verb
planlarını açıklamak Verb
şüyu bulmak Verb
gizli bir şeyden haberdar olmak Verb
tanınmak Verb
bilinmek Verb
pek tanınmamak Verb
şayi olmak Verb
(yazar) tanınmak Verb
sızmak Verb
açıklanmak Verb
tanınmak Verb
bilgili
haberdar
ün kazandırmak Verb
meşhur etmek Verb
tanıtmak Verb
kendini tanıtmak Verb
tanışmak Verb
kendini tanıtmak Verb
bildirme
işar
(mektup) adresinde bulunamamış
herkesçe bilinen
tanınmış
(taşıyıcı) saptanan hasar
bilinen gerçek
malumat
murisin belli olan mirasçıları Noun
(taşıyıcı) tespiti mümkün zarar
broker ile sigortacı arasında plasman görüşmeleri yapılırken taraflardan biri veya her ikisi tarafından bilinen hasar
(yük) kabul edilen zarar ziyan
dangalak
bilinen çokluk. Noun
tespiti mümkün zarar
nam-ı diğer ...
Bilindiği kadarıyla,
Bilindiği gibi,
Bilindiği üzere,
tanınmak Verb
var olduğu bilinmek Verb
varlığı bilinmek Verb
poliste kaydı olmak Verb
polisçe türlü adlar altında tanınmak Verb
duyurulmak Verb
iyi günler görmüş olmak Verb
birini çocukluğundan beri tanımak Verb
güçlüklerle hiç karşılaşmamış olmak Verb
onun güldüğünü hiç görmedim
halka bildirmek Verb
birinin kötü ve ahlaksızca harketlerini polise bildirmek Verb
kimliği bizce maruf
kimliği bilinen
bilinen bütün gerçekler bunlardır
bütün bilinen gerçekler bunlardır
ileri gelenler
dünyaca tanınmış firma
akılın neredeydi ?