mine

  1. Noun, Geography maden
  2. Noun, Military mayın
  3. Military lağım
  4. Pronoun benim.
    It's mine: O benimdir.
    The yellow sweater is mine.
    He is an old friend of mine:
    O benim eski bir arkadaşımdır.
  5. Pronoun benimki.
    Is this book yours or mine? Bu kitap seninki mi, yoksa benimki mi?
  6. Pronoun (Eskiden sesli harfle veya sessiz h ile başlayan sözcükler önünde
    my yerine kullanılırdı):

    mine
    eyes
    = my eyes.

    mine enemy

    = my enemy.

    mine heart

    = my heart.
  7. maden ocağı.
    Coal mine. gold mine.
  8. maden (yatağı/cevheri).
  9. kaynak, memba, hazine.
    a mine of information.
  10. Military (a) (düşman tahkimatı altına açılan) lâğım, dehliz, tünel, (b) mayın, sabit torpil.
    to lay mine:
    mayın döşemek.
    The truck was destroyed by a buried mine.
    to clear a beach of mines: mayından temizlemek, mayın taramak.
    mine detector: mayın bulucu.
  11. Botany bazı böceklerin yapraklarda açtıkları delik.
  12. (maden ocağı) kazmak, maden tüneli açmak.
    mine for coal/gold: Kazarak kömür/altın aramak.
  13. (yeraltından) maden çıkarmak.
    Gold is mined from deep underground.
  14. tünel/yeraltı geçidi açmak.
    mine the enemy's trenches/forts.
  15. mayın döşemek/dökmek.
    mine the entrance of a harbour.
  16. mayınlamak, mayınla tahrip etmek/patlatmak.
    The cruiser was mined and sank in five minutes.
  17. (belirli bir maksat/araştırma için) değerli bilgi/belge elde etmek, değerli bir kaynak keşfetmek.
  18. baltalamak, sabote etmek, gizli tertiplerle başarısızlığa uğratmak.
mayınlı arazi Noun, Military
mayın döşeme Noun, Military
terk edilmiş maden ocağı
bir kömür ocağı işletmek Verb
akustik mayın, gemi pervanesinin suda doğurduğu titreşimle patlayan mayın.
hava torpili
hava mayını
(a) havaî mayın, havadan suya atılan mayın, (b) uçaktan paraşütle atılan mayın.
havadan atılan mayın
(US) ürünün tamamı yavru şirkete satılan maden ocağı
elektronik mayın.
ocak
kömür madeni
kömür ocağı
maden işletme abdı
maden işletme imtiyazı
bir tanıdığım
temasla patlayan mayın
tavikli mayın
geç ateşli mayın
bir maden ocağına inmek Verb
tükenmiş maden
bir maden ocağını işletmek Verb
bir maden ocağı işletmek Verb
bir kömür ocağının işletilmesi
kamulaştırılma mış maden ocağı
kamulaştırılmış maden ocağı
maden ocağı yangını
bir serseri mayını sudan çıkarmak Verb
yüzer mayın
yüzen mayın
serseri mayın
parça tesirli mayın Noun, Military
maden ocağına inmek Verb
altın madeni.
servet/refah kaynağı, hazine, zengin kaynak, çok kârlı iş.
His special knowledge made him a gold mine
of information. His real-estate business is a gold mine.
Noun
maden ocağı arazisi
el yapımı mayın Noun, Military
bir maden ocağını teftiş etmek Verb
maden ocağı müfettişi
demir madeni
demirli mayın
kara mayını. Noun
bir mayın atmak Verb
manyetik mayın
maden ocağına işçi bulmak Verb
rantabl olmayan maden ocağı
bir maden ocağı açmak Verb
maden ocağı açmak Verb
açık maden ocağı
bir maden ocağını işletmeye açmak Verb
kömür ocağı işletmek Verb
paraşüt mayını
verimli maden ocağı
(maden kömürü) serme, yığma, büyüklük ve cinsine göre ayrılmamış. Adjective
run-of-the-mill. Adjective
bir maden ocağındaki pay
bir maden ocağını kapatmak Verb
gümüş madeni ocağı
akustik mayın, gemi pervanesinin suda doğurduğu titreşimle patlayan mayın.
bir madeni patlatmak Verb
açık maden Noun
kalay madeni
bir maden ocağını işletme hakkı
lağım açmak Verb, Military
kapalı maden Noun
yeraltı madeni Noun
kömür madeni ocağını havalandırmak Verb
bir kömür madeni ocağını havalandırmak Verb
wildcat ile ayni anlama gelir. değersiz maden ocağı.
madenden cevher çıkarmak Verb
Ne bileyim? Benim kadar sen de tahmin edebilirsin. Senden fazla bildiğim bir şey yok.
mayın Military
mayın engeli
maden ocağı arabası Noun
mayın bölmesi
mayın tarama
kömür çıkarmak Verb
bomba çukuru
mayın dedektörü
mayın detektörü
mayın sökme
maden (cüruf) yığını
maden yığını
maden ocağı patlaması
maden ocağı körüğü
mayın tarlası
tehlikeli bir durum ya da konu
maden başçavuşu
mayın lağımı
maden ocağı gazı
grizu
maden asansörü
madenci lambası Noun
mayın dökücü
mayın gemisi
mayın dökme teknesi
maden işletici
maden sahibi
maden cevheri
maden ocağı açarak madeni çıkarıp almak Verb
maden sahibi
madenci
maden ocağı Noun, Mining
maden direği
maden ocağı güvenliği
baca
maden bacası
maden kuyusu
maden ocağı kapanması
maden haritası çıkarma
maden haritacısı
maden ocağı müfettişi
mayın tarayıcısı
mayın temizleyici
mayın tarayıcı
maden nakliye yolu
maden ocağı havalandırması
lağım savaşı
mayın harbi Noun, Military
hazırlanmış mayın tarlası
bir maden ocağını kârlı işletmek Verb
Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü Noun, Organizations
  1. (flower) forget me not
  2. glaze
  3. dial
  4. azure
  5. blue
  6. enamel
enamel
spotted dragonet Noun, Zoology
verbena Noun, Botany

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Altın, gümüş vb