English Turkish Phrases

abcoulomb (
abkulon: elektromanyetik CGS birim sisteminde elektrik yükü birimi, 10 kulon. Noun
fall foul (
or
afoul) of/upon: (a) karmakarışık olmak, (b) çatışmak, ihtilâfa düşmek, kavgaya tutuşmak, (c) (gemi) çarpışmak.
had better (
or
best) = ought to: … iyi olur, en iyisi.
I had better go: Gitsem iyi olur/En iyisi ben gideyim.
had rather (
or
sooner): yeğ tutmak, tercih etmek.
I'd rather: …'i tercih ederim.
I'd rather have
a glass of milk.
I'd much rather he went with you: Seninle gitmesini tercih ederim.
inscribe the name of shareholders (
(Br) stockholders US) hissedarların adını kaydetmek Verb
Programme of Community aid to the countries of Central and Eastern Europe (
Orta ve Doğu Avrupa Ülkelerine Topluluk Yardım Programı
roll up (
kollarını sıvamak, işe girişmek.
the whole kit and caboodle (
or
boodle)
ABD- argo tümü, tamamı, hepsi birden, takım taklavat, ne var ne yok (hepsi),
varı yoğu.
He sold the whole kit and caboodle and left the city: Nesi var nesi yoksa hepsini sattı ve şehri terketti.
wait for the cat jump (
olayların gelişmesini beklemek/rüzgârın nereden eseceğini beklemek/acele iş yapmamak.
( US) quintillion
18 sıfırlı sayı
analog-to-digital converter ( ADC )
örnekselden sayısala dönüştürücü Information Technology
attach ( software )
iliştirmek Verb, Information Technology
Critical Path Method ( CPM )
kritik yol yöntemi Information Technology
data interchange format ( DIF )
veri değişim biçimi Information Technology
display ( unit )
görüntü birimi Information Technology
document of understanding ( DOU )
ortak anlayış belgesi Information Technology
double-byte character set ( DBCS )
çift sekizli karakter kümesi Information Technology
eat (or live) high on (
or
off) the hog: doyasıya yemek, yeyip içip keyfine bakmak.
erasable programmable read-only memory ( EPROM )
silinir programlanır salt oku bellek Information Technology
insert ( disket )
takmak (disket) Information Technology
jus ( in latin)
hukuk
jus ( in latin)
adalet
landscape ( page orientation )
yatay Information Technology
Local Area Network ( LAN )
yerel ağ Information Technology
long-run (.. term) unemployment
uzun vadeli işsizlik
long-run (... term) unemployment
uzun vadeli işsizlik
management information system ( MIS )
yönetim bilişim sistemi Information Technology
megabyte ( MB-measurement unit)
megabyte ( MB ) Information Technology
Musical Instruments Digital Interface ( MIDI )
Müzik Gereçleri Sayısal Arabirimi Information Technology
Object Linking and Embedding ( OLE )
Nesne Bağlama ve Katıştırma Information Technology
piping ( dos )
yöneltme Information Technology
plug and play ( PNP )
tak ve kullan Information Technology
plug-in ( software )
uyumlu ek ( yazılım ) Information Technology
portrait ( page orientation )
düşey Information Technology
present company excepted (, of course)
sözüm meclisten dışarı
random-access memory ( RAM )
rasgele erişimli bellek Information Technology
Rich Text Format ( RTF )
zengin metin biçimi Information Technology
sharp (#)
diyez Noun, Music
Structured Query Language ( SQL )
Yapılandırılmış Sorgu Dili Information Technology
Systems Application Architecture ( SAA )
Sistem Uygulama Mimarisi Information Technology
Tagged Image File Format file ( TIFF )
TIFF Information Technology
Top of Form ( TOF )
Form başı Information Technology
UI ( User Interface )
Kullanıcı arabirimi Information Technology
vector symbol set ( VSS )
yöneysel simge kümesi Information Technology
worm ( write-once-read-many )
WORM Information Technology
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(... aleyhine) boşanma davası açmak
to file for divorce (from ...) Verb, Law
(... için) elinden gelen herşeyi yapmak
do everything in one's power (to ...) Verb
(... için) ne gerekiyorsa yapmak
do everything in one's power (to ...) Verb
(... için) yapabileceği herşeyi yapmak
do everything in one's power (to ...) Verb
(= doldur ya da öldür) notunun düşülmüş olması gerekir
fok fill or kill
bilgisayar destekli eğitim ( BDE )
computer-aided education Information Technology
Bilgisayar Destekli Mühendislik ( BDM )
Computer Aided Engineering Information Technology
Bilgisayar Destekli Üretim ( BDÜ )
Computer Aided Manufacturing Information Technology
Bilgisayarla Tümleşik Üretim ( BTÜ )
Computer Integrated Manufacturing Information Technology
Fena değil. ("Nasılsın?" sorusuna cevaben)
Can't complain. (in response to "How are you?") Sentence, Idioms
İdare eder. ("Nasılsın?" sorusuna cevaben)
Can't complain. (in response to "How are you?") Sentence, Idioms
İyidir. ("Nasılsın?" sorusuna cevaben)
Can't complain. (in response to "How are you?") Sentence, Idioms
megabyte ( MB )
megabyte ( MB-measurement unit) Information Technology
ÖÖ ( Öğleden Önce )
AM Information Technology
ÖS ( Öğleden Sonra )
PM Information Technology
uyumlu ek ( yazılım )
plug-in ( software ) Information Technology
vergide (% 10) artış
increase in taxation (of 10 %)
vergide (% 10) artış
increase in taxation (of 10
Yuvarlanıp gidiyoruz. ("Nasılsın?" sorusuna cevaben)
Can't complain. (in response to "How are you?") Sentence, Idioms
zamanın geçmesiyle (...) olmak
to grow into Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database