-al

English-Turkish Translation

  1. Suffix “-e ait”: Lâtinceden alınan adlara eklenerek onlardan sıfat yapar:
    cordial, national, typical gibi.
  2. Suffix Fransızca ve Lâtince asıllı fiillerden ad yapar:
    acquital, arrival, denial, refusal gibi.
  3. Suffix Kimyada bir bileşimde aldehit bulunduğunu gösterir:
    chloral gibi.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

al
Hint dutu
(Morinda citrifolia): Hindistanda yetişir. Kökü boyacılıkta kullanılır. Noun
Al
aluminium
Al
aluminyum Noun, Chemistry
Al Araf
Arafat: Müslümanlığa göre cennetle cehennemi ayıran duvar. Noun
al dente
çiğnemi hoş, ne sert ne yumuşak.
al Fatah
El Fetih
al Fatah
Filistin Kurtuluş Örgütü'ndeki en büyük Gerilla Gurubu
al fresco
açık hava(da), dışarı(da).
to dine alfresco = al fresco: dışarıda yemek.
an alfresco = al fresco
café: açık hava kahvesi.
al Malhama al-Kubra
Melhame-i Kübra Noun, Religion-Faith
al Malhama al-Kubra
Büyük Melhame Noun, Religion-Faith
al Malhama al-Sughra
Melhame-i Süğra Noun, Religion-Faith
Al Qaeda
El Kaide Noun
Al Sirat
dinin doğru yolu.
Al Sirat
Sırat Köprüsü.
al.
başka şeyler.
al.
başka kimseler, başkaları.
alfresco al fresco
dışarıda
alfresco al fresco
açık havada
autobiographic al rates
otobiyografik notlar Noun
demographic al characteristics
demografik özellikler Noun
demographic al measures
demografik önlemler Noun
demographic al situation
nüfus durumu
demographic al statistics
demografik istatistikler Noun
demographic al structure
demografik yapı
demographic al structure
nüfus yapısı
demographic al trend
demografik eğilim
et al
ve başka yerde.
et al
ve başkaları.
et al.
ve diğer kişiler Noun
Lailat al Miraj
Miraç Kandili Noun
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

al
scarlet
al
rouge
al
red
al
vermilion
al
ruddy
al
cramoisie
Al
gibbsite
... ile al takke ver külah olmak
to be in league with ... Verb
... ile al takke ver külah olmak
to be in cahoots with ... Verb
al al
crimson
al al olmak
to flush Verb
al aşağı ver yukarı pazarlık
bazaar bargaining
Al babayı
v sign
al bakalım
lo and behold
al basmak
to get puerperal fever Verb
Al baştan
here we go again
al bayrak
the Turkish flag
al bayrak
red flag Noun
al gülüm ver gülüm politikası
give-and-take policy Noun
al renk
vermilion
Al sana
you're another
al yanaklı
ruddy-cheeked
al yanaklı
rubicund
alı al moru mor
purple in the face
amerikan malı satın al politikası
buy-American policy Noun
birini al ötekine vur
as good as the next (one)
defteri satın al
buy the book
Eğil ve Siper Al
Duck and Cover Proper Name, Cinema
masada iki kutu var hangisini istersen al
there are two boxes on table, take either
Turkish-English phrases from Zargan's own database

al
Hîle, kurnazlık, ... dalavere, desîse
al
İsimden isim yapma eki
al
İsimden fiil yapma eki
al
Alüminyum elementinin sembolü
al
Pembeye kaçan ... kırmızı renk
al
Âile, evlât, ahfat