sormak.
I asked him: Ona sordum.
to ask a question: soru sormak.
I asked the teacher:
Öğretmene sordum.
I asked about the teacher: Öğretmeni sordum.
I asked for the teacher: Öğretmeni görmek istedim.
Verb
(bilgi) istemek/sormak.
to ask the way: yol sormak.
to ask someone's health: hatırını sormak.
to ask the time: saati sormak.
Verb
dilemek, talep etmek, beklemek.
to ask advice: nasihat talep etmek.
to ask a favor: rica
etmek, lûtuf dilemek.
to ask back: geri istemek.
Verb
rica etmek.
I ask you a great favor: Bir iyilikte bulunmanızı rica ediyorum.
Verb
gerektirmek.
This experiment asks patience: Bu deneme sabır gerektiriyor.
Verb
davet etmek.
to ask guests for dinner: yemeğe misafir davet etmek.
I asked her to my house/I have asked her (to come) over (to my house): Onu evime davet ettim.
Verb
soruşturmak.
to ask about a person: bir kimse hakkında tahkikat yapmak.
If you ask me:
Bence/fikrimce/bana sorarsanız.
to ask after: hatırını/sıhhatini sormak.
Verb
...'i göreve davet etmek
Verb
...'i göreve çağırmak
Verb
düzinesi için bir dolar istemek
Verb
bir fiyat talep etmek
Verb
birinin sağlığını sormak
Verb
birşey hakkında sorular sormak
Verb
birşey hakkında soru sormak
Verb
bir şey hakkında sormak
Verb
bir fiyat hakkında piyasa araştırması yapmak
Verb
fiyat hakkında piyasa araştırması yapmak
Verb
birinin sağlığını sormak
Verb
birinin hakkında sorular sormak
Verb
birinin nasıl olduğunu sormak
Verb
etraftakilere sormak
Verb
birine akıl danışmak
Verb
birine akıl danışmak
Verb
istemek, dilemek, talep etmek, sormak.
to ask for food: yemek (gıda) istemek.
Don't ask me for money: Benden para isteme.
ask for someone: birisini görmek istemek.
ask for something: bir şey istemek.
on beş günlük izin zni istemek
Verb
on beş gün izin istemek
Verb
daha büyük kredi istemek
Verb
fiyat teklifi istemek
Verb
özel muamele istemek
Verb
açıklama talep etmek
Verb
ayrıntılı bilgi istemek
Verb
bütün ayrıntıları istemek
Verb
bütün ayrıntıları istemek
Verb
yeni kredi talep etmek
Verb
hakketmek, lâyık olmak, müstahak olmak,
argo çanak tutmak.
He asked for a beating: Dayağı
hakketti.
He has been asking for it: Bunu hakketti/lâyığını buldu.
to ask for trouble: belasını aramak.
daha büyük miktarda kredi istemek
Verb
işten ayrılmayı istemek
Verb
işten kovulmak istemek
Verb
iltica hakkı istemek
Verb
biriyle görüşmek istemek
Verb
birinin fikrini almak
Verb
birinin fikrini sormak
Verb
birinin ne düşündüğünü sormak
Verb
birinin desteğini istemek
Verb
birinden destek istemek
Verb
bir şeyi geri istemek
Verb
imkansız birşeyin peşinde koşmak
Verb
müdürle konuşmak istemek
Verb
fahiş fiyat istememek
Verb
birini akşam yemeğine götürmeye davet etmek
Verb
birinin hoşgörüsüne sığınmak
Verb
birine fikrini sormak
Verb
birinin fikirinısormak
Verb
birinden bağışlamasını istemek
Verb
birinden izin istemek
Verb
birinden bir hizmet istemek
Verb
birine bir soru sormak
Verb
birine akıl danışmak
Verb
birini öğle yemeğine davet etmek
Verb
birini içeri davet etmek
Verb
birine çıkma teklif etmek
Verb
birinin dışarı çıkmasını söylemek
Verb
birini eve davet etmek
Verb
birini eve davet etmek
Verb
birine defalarca sormak
Verb
birinin yukarı gelmesini söylemek
Verb
bir şeyi geri istemek
Verb
birinden birşey dilemek
Verb
birinden birşey talep etmek
Verb
birinden birşey istemek
Verb
birinden birşey rica etmek
Verb
evlilik ilanını asmak
Verb
polisten yardım istemek
Verb
...'in görüşünü almak
Verb
...'in fikrini almak
Verb
başka bir yere tayinini istemek
Verb
fazla şey talep etmek
Verb
aşırı talepte bulunmak
Verb
birşey üzerine düşünmek
Verb
birşeyi kendi kendine sormak
Verb
Sana soran oldu mu?
Sentence, Idioms
Sana soran olmadı!
Sentence, Idioms
Sen kendi işine baksana!
Sentence, Idioms
(parlamento) sual takririnde bulunmak
Verb