acting

  1. Adjective, Law vekil olarak hareket eden
  2. vekil: geçici olarak başkasının görevini yapan.
    the acting Mayor: Belediye Başkan vekili.
  3. çalışan, işleyen, temsil eden, oynayan.
  4. sahneye uygun.
  5. sahneye konulmuş.
    an acting version of a play: bir piyesin sahneye konulmuş şekli.
  6. aktörlük.
  7. yapmacık tavır/davranış/hareket.
aksine hareket
aksi ne hareket
sahne, sahnenin temsil esnasında kullanılan kısmı
fonksiyonu görmek Verb
hasım gösterilme Noun, Law
sahne oyunculuğu mesleği
jeran şirket
müdür vekili
vali vekili
Antlaşmanın 252. maddesinde öngörülen usule uygun şekilde hareket ederek
resmi sıfatla tasarrufta bulunan Adjective
müessese müdürü
geçici olarak bir yöneticinin yerine geçen yönetici
bakana vekalet eden
birine vekillik eden bakan
bakan vekili
birine vekâleten hareket eden memur
fevri hareket etme
talimat
hareket
komandite ortak
faal ortak
yokluğunda başkana vekalet edecek başkan vekili
başkana vekâlet eden şahıs
yokluğunda başkana vekâlet eden başkan vekili
komandite ortak
kayyum görevi gören şirket
onun adına hareket ediyor