birinin lehine olmak
Verb
birinin işine yaramak
Verb
birinin işine gelmek
Verb
kendi çıkarını düşünmek
Verb
rakibine karşı avantaj elde etmek
Verb
kendi çıkarını düşünmek
Verb
parasını kazançlı işe yatırmak
Verb
birinin lehine çalışmak
Verb
faydası peşinde olmak
Verb
birinin işine yaramak
Verb
birinin lehine olmak
Verb
birinin işine gelmek
Verb
mutlak üstünlük (ticarete girişen iki ülkeden birinin diğerine göre kesin olarak düşük maliyetle üretim
yapması ve ticarete katılması
daha düşük bir ortalama maliyeti gerçekleştirebilen üstünlük
yerleşik firmaların sahip olduğu
dolayısıyla da yeni işe başlayanlara göre
birinin menfaatine çalışmak
Verb
bir şirketin rakiplerine karşı avantajlı durumda olmasını sağlayan etmenler
rekabet üstünlüğü
Noun, Management
rekabet avantajı
Noun, Management
bir ürünün gerçek ya da hayali yararının rakip bir ürünle kıyaslanması
bir avantajdan azami yararlanmak
Verb
fırsattan yararlanmak
Verb
kaçırılan bir fırsatı yeniden ele geçirmek
Verb
birinin lehine sonuçlanmak
Verb
bir şeyi yüksek değerine satmak
Verb
bir avantajı bırakmak
Verb
yakışmayacak şekilde yararlanmak
Verb
ahlaksızca istismar etmek
Verb
yararlı/faydalı bir şekilde, yararına, lehine.
to turn something to advantage: bir şeyi lehine
çevirmek.
to turn out to someone's advantage: sonunda kârlı çıkmak, birisinin işine yaramak.
to sell something to (good/best) advantage: bir şeyi (iyi/azamî) kârla satmak.
avantaj olduğu ortaya çıkmak
Verb
birinin yararına olmak
Verb
bir şeyden yararlanmak
Verb
birşeyden fırsat çıkarmak
Verb
birşeyi fırsata çevirmek
Verb
birşeyi fırsata dönüştürmek
Verb
birşeyi kendi lehine çevirmek
Verb
birşeyi fırsata çevirmek
Verb
birşeyden fırsat çıkarmak
Verb
birşeyi kendi lehine çevirmek
Verb
birşeyi fırsata dönüştürmek
Verb
birşeyi en verimli şekilde kullanmak
Verb
birşeyi daha verimli kullanmak
Verb
birşeyi daha iyi kullanmak
Verb
birşeyi en verimli şekilde kullanmak
Verb
birşeyi en iyi şekilde kullanmak
Verb
birşeyin hakkını vermek
Verb
birşeyi hakkıyla kullanmak
Verb
birşeyi verimli kullanmak
Verb
birşeyi gerektiği gibi kullanmak
Verb
birşeyi iyi kullanmak
Verb
birşeyi en verimli şekilde kullanmak
Verb
birşeyi en iyi şekilde kullanmak
Verb
bir şeyden yararlanmak
Verb
birinin işine yaramak
Verb
birinin lehine olmak
Verb
birinin işine gelmek
Verb
birine bir üstünlük tanımak
Verb
bir şeyden yararlanmak
Verb
birine üstünlük elde etmek
Verb
sayıca ileride olmak
Verb
bir şeyin satışında menfaat sağlamak
Verb
steno şart değilse de tercih sebebidir
(a) yararlanmak, faydalanmak, istifade etmek.
to take advantage of someone: bir kimsenin zaafından
yararlanmak.
He took advantage of the fact that everyone was asleep to slip away: Herkesin uykuda olmasından yararlanarak sıvıştı/kaçtı. (b) sömürmek, istismar etmek.
take advantage of someone: bir kimseyi sömürmek.
yararlanmak, faydalanmak, istifade/istismar etmek, sömürmek.
...'i istismar etmek
Verb
birinin saflığından yararlanmak
Verb
birinin iyi niyetinden yararlanmak
Verb
birinin hatasından yararlanmak
Verb
bir şeyden yararlanmak
Verb
bir şeyi kötüye kullanmak
Verb
bir şeyden haksız bir şekilde yararlanmak
Verb
birinden alçakca yararlanmak
Verb
birinden alçakça yararlanmak
Verb
bir şeyden tam yararlanmak
Verb
birinin acemiliğinden yararlanmak
Verb
birinin cehaletinden yararlanmak
Verb
birinin iyi niyetini kötüye kullanma
birinin lehine olmak
Verb
birinin işine gelmek
Verb
birinin işine yaramak
Verb