all over

  1. her tarafta; tamamen bitti; yeni baştan, tekrar.
  2. (a) her taraf(t)a, her yer(i), her yer(d)e.
    to travel all over: Her tarafta seyahat etmek. (b) DEVAMINI OKU
    tamamen, tamamıyla, baştanbaşa.
    I traveled all over country: Memleketi baştanbaşa gezdim.
    be wet all over: tepeden tırnağa ıslanmak, sırsıklam olmak. (c) bitti, bitmiş, sona ermiş.
    Troubled days are all over now: Sıkıntılı günler artık sona erdi. GİZLE
bütün yüzeye yayılmış.
bütün yüzeyi nakışlı/süslü/desenli kumaş.
besbelli olmak, açıkça görülmek, okunmak.
Guilt was written all over his face: Suçlu olduğu yüzünden DEVAMINI OKU
okunuyordu. 9.
write away: uzak bir yerden ısmarlamak.
She wrote away for the book, because the shop didn't have it. GİZLE
ambale olmak Verb
bir sıcak basmak Verb
üşümekten bir titremek Verb
bumburuşuk
(birinin) ensesinde, tepesinde.
Suddenly he was all over (one) me: Birdenbire üstüme çullandı.
tekrar, yeniden, yeni baştan, bir kere daha.
I had to write the letter all over again: Mektubu DEVAMINI OKU
yeni baştan yazmak zorunda kaldım. GİZLE
karman çorman Adjective
dağılmış Adjective
her tarafa saçılmış Adjective
darmadağın Adjective
(a) darmadağınık, dökülüp saçılmış.
Don't leave your things all over the shop , put them away in the DEVAMINI OKU
cupboard. (b) her tarafı/tarafta.
I've been all over the shop trying to find that pen. GİZLE
dünyanın her yerinde Adverb
dünyanın dört bir yanında Adverb
dünyanın dört bir köşesinde Adverb
bitti, sona erdi.
I have to get this homework over with today: Ev ödevimi bugün bitirmeliyim. DEVAMINI OKU

It's all over with us now (=We are ruined, we have nothing to hope for): Bittik, mahvolduk, artık ümit kalmadı. GİZLE
baştan aşağı çamura bulanmış olmak Verb
baştan aşağı çamura bulanmış olmak Verb
neredeyse üstüne çıkmak Verb
içine düşmek Verb
peşinde koşmak Verb
her tarafa dağılmış olmak Verb
şehrin her tarafında tanınmak Verb
şehir hriin her tarafında tanınmak Verb
bir şeyi elâleme duyurmak Verb
azarlamak, çatmak, tekdir etmek,
argo haşlamak, zılgıtı vermek.
yeniden baştan başlamak Verb
yeni baştan başlamak Verb
birine şehri baştan başa gezdirmek Verb
(a) kolayca yenmek, üstün gelmek, baskın çıkmak.
Our party walked over the opposition in the elections. DEVAMINI OKU
(b) hakaret etmek, kötü davranmak. (c) tepesine binmek, esir gibi kullanmak, her dediğini yaptırmak.
Jill is so friendly and helpful that people walk all over her. GİZLE
hiçbir itiraz dinlememek Verb
hiçbir itiraza aldırmamak Verb
herkesten önce gelmek Verb
 
 
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun