at first

ilkönce, evvelâ.
ilkönce, önceleri, önceden, evvelemirde.
At first I didn't like her, but now I do.

English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

at first appearance

ilk bakışta

at first blush

ilk bakışta.

at first glance

ilk bakışta.

at first hand

dolaysız, aracısız, doğrudan doğruya.

at first hand

(a) doğrudan doğruya, aracısız, asıl yerinden/kaynağından.
I learnt it at first hand from my neighbor.

(b) bizzat.
I found out at first hand by seeing it with my own eyes.
(at) second hand: ikinci elden, elden düşme.

at first sight

görür görmez, derhal, hemen.

have a piece of news at first hand

haberi ilk kaynağından almak Verb

joint lives assurance payable at first death

iki başlı hayat sigortası Noun

joint lives assurance payable at first death

ikibaşlı hayat sigortası Noun

learn something at first hand

bir şeyi kaynağından öğrenmek Verb

purchase at first hand

ilk elden satın almak Verb

at the first attempt

ilk ağızda

at the first blush of the youth

ilk gençlik çağında.

at the first onset

ilk hamlede

at the first opportunity

ilk fırsatta

at the first shot

ilk teşebbüste

ucuz uçak biletlerinin havaalanında sıra ile satılması

first year at school

okulda ilk yıl

English-Turkish phrases from Zargan's own database

English-Turkish