banka şubesi
Noun, Banking
birbirine çok benzeyen banka şubeleri
Noun
kötü alışkanlıkları kökünden yok etmek
Verb
sigorta şubesi, sigorta acentesi
Noun, Insurance
hayat sigortası ile ilgili bölüm
(US) civar banka şubesi
Noun
(a) (barış simgesi olarak) zeytin dalı, (b) barış simgesi (olarak sunulan nesne).
Zeytin Dalı Harekatı
Proper Name, Military
kökten, toptan, tamamıyla, baştanbaşa, tüm.
to destroy something root and branch: bir şeyi kökten/tüm
yok etmek, kökünü kurutmak.
(Br) Devlet Güvenlik Polisi
(US) sosyal yardım bürosu
Noun
şube muhasebe defterleri
Noun
banka şubesi muhasebe defterleri
Noun
dal kesimi: çokdeğerli karmaşık bir işlevin, bir dalını tanımlamak için kullanılan ve tekil noktalardan oluşan eğri ya da doğru.
Noun
yeni etkinliklere girişmek
Verb
demiryolu şube hattı, tali demiryolu.
Noun
şube müdürü
Noun, Banking
bir satıcıya ait mağazanın tali şubesi
Noun
genişlemek, yayılmak, dalbudak salmak, dallara/şubelere ayrılmak, şube/kol teşkil etmek, şube açmak.
He is thinking of branching out by opening another restaurant in the suburb.
düğüm noktası: bir elektrik devresinde üç veya daha fazla iletkenin birleşme noktası.
Noun, Electronics
dallanma noktası: bir Riemann yüzeyinin iki ya da daha çok yaprağının birleştiği nokta.
Noun, Mathematics
şube mağaza (bir perakendeci mağazasının şubesi
Noun
ırmak, çay vb. kolundan alınan su.
Noun
içme suyu, çeşme suyu.
Noun
şubelerini dolaşmaya çıkmak
Verb