broadcast

English-Turkish Translation

  1. (a) yayın, neşriyat, (b) yayınlama, neşretme, (c) yayınlanan program, (d) yayın süresi.
  2. (tohum) serpme(k), saçma(k).
  3. (
    rad.TV ile) yaymak, yayınla(t)mak, neşretmek.
    The President will broadcast his message on all stations tonight.
  4. (radyoda/TV de) konuşmak.
    He's broadcasting very often these days.
  5. (haber, dedikodu vb.) yaymak, herkese duyurmak/söylemek.
    She broadcast the gossip all over town.

    to broadcast the news to all one's friends: haberi bütün arkadaşlarına duyurmak.
  6. (yapacağı hareketi hasmına) sezdirmek, belli etmek.
    He broadcast his punch and the other man was able to parry it.
  7. (
    rad.TV ile) (a) yayınlanan, yayınlanmış, neşredilen, (b) geniş bir şekilde, çok kimseye duyurulacak
    şekilde.
    The vital news was sent broadcast to inform the entire nation: Hayatî önemi olan haber bütün millete duyurulmak üzere (radyo/TV ile) yayınlanmıştı.
  8. yayın+.
  9. (tohum) serpilmiş, saçılmış.
  10. yaygın, ortaya yayılmış.
    Who are the perpetrators of such broadcast rumors?
  11. geniş bir alanı kaplayacak şekilde.
    seed sown broadcast: geniş bir alana ekilen tohum.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

European Agreement for the Prevention of Broadcasts Transmitted from Stations Outside National Territories
Ulusal Sınırlar Dışındaki İstasyonlardan İletilen Yayınların Önlenmesine Dair Avrupa Sözleşmesi Noun, International Law
European Agreement on the Protection of Television Broadcasts
Televizyon Yayınlarının Korunmasına Dair Avrupa Antlaşması Noun, International Law
be broadcast
neşredilmek Verb
be broadcast
yayımlanmak Verb
chain broadcast
radyo yayın zinciri
delayed broadcast
geciktirilmiş yayın
delayed broadcast
videoteyp ya da film yoluyla bir programın yeniden yayınlanması
live broadcast
naklen yayın
live broadcast
canlı yayın
live broadcast
(radyo) canlı yayın
live broadcast
canlı yayın Noun
outside broadcast
stüdyo dışına yayın
outside broadcast
dışarıdan yayın
prerecorded broadcast
önceden kaydedilen yayın
propaganda broadcast
propaganda yayını
propaganda broadcast
propoganda yayını
radio broadcast
radyo yayını
recorded broadcast
önceden kaydedilmiş yayın
short wave broadcast
kısa dalga yayını
standard broadcast
orta dalga radyo
television broadcast
televizyon yayını
terrestrial broadcast
karasal yayın Noun
broadcast a speech
bir konuşmayı radyo ile yayınlamak Verb
broadcast a speech
konuşmayı radyodan yayınlamak Verb
broadcast account
radyo ile yayımlanan şekli
broadcast address
radyodan hitap
broadcast advertising
radyo reklamı
broadcast advertising
radyo ile reklam
broadcast announcement
radyo haberi
broadcast announcement
radyo ile duyuru
broadcast audience
radyo yayını dinleyicileri Noun
broadcast by radio
radyo ile yayınlama
broadcast by radio
radyo ile yayınlanma
broadcast coverage
yayının kapsamı
broadcast day
yayın günü
broadcast frequency
yayın frekansı
broadcast journalism
radyo-televizyon gazeteciliği
broadcast journalism
radyo ve televizyon için haber toplama
broadcast journalism
seçme ve sunma
broadcast journalist
radyo röportajcısı
broadcast journalist
radyo gazetecisi
broadcast listener
radyo yayını dinleyicisi
broadcast network
yayın şebekesi
broadcast news
radyo haber bülteni
broadcast on state networks
devletin radyo yayın istasyonlarından yayın yapmak Verb
broadcast on television
televizyonda yayınlamak Verb
broadcast on the television
televizyon da yayınlamak Verb
broadcast program (me
radyo yayın programı
broadcast program (me)
radyo yayın programı
broadcast program me
radyo yayın programı
broadcast publicity
radyo reklamcılığı
broadcast repeater
genel yayın aktarıcısı
broadcast select
genel yayında seçme
broadcast something by radio or TV
yayımlamak Verb
broadcast talk
radyo konuşması
broadcast transmission
TV-radyo vb yayını
(sth broadcast or telecast) live
naklen
be broadcast live
canlı yayınlanmak Verb
be broadcast live
canlı olarak yayınlanmak Verb
designed to be broadcast by radio
radyofonik
disturbance of broadcast reception
radyo yayını akışında bozukluk
oversea broadcast program (me)
yabancı ülkelere yayın programı
overseas broadcast program
yabancı ülkelere yapılan radyo yayın programı
overseas broadcast program
yabancı ülkelere yayın programı
overseas broadcast program
denizaşırı ülkelere yapılan radyo programı
overseas broadcast program me
denizaşırı (yabancı) ülkelere yapılan radyo yayın programı
overseas broadcast programme
yabancı ülkelere yayın programı
relay a broadcast program (me)
bir yayın programını aktararak yayınlamak Verb
sponsored radio broadcast program (me)
masrafları üstlenilmiş radyo programı
take a broadcast on tape
bir radyo yayınını teybe çekmek Verb
take down a broadcast on tape
bir yayını teybe kaydetmek Verb
television news broadcast (bulletin , show)
televizyon yayını (bülteni , eğlence programı
English-Turkish phrases from Zargan's own database