Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
breeze
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
esinti, meltem.
gentle breeze
: hafif esinti/meltem.
There is quite a breeze
: Epeyce esinti var.
hafif yel/rüzgâr (hızı saatte 6-50 km).
stiff breeze
: serin rüzgâr.
atışma, dalaşma, münakaşa, huzur bozucu şey.
kolay iş, zorluk çekmeden yapılabilecek şey.
in a breeze
: kolayca.
That job is a breeze
: Bu iş çok kolay.
(meltem/hafif rüzgâr) esmek.
It breezed from west all day.
(rüzgâr gibi hızlı, canlı, pervasız) hareket etmek.
She breezed up to the policeman and asked for directions.
breeze along/into/through
k.d.
kolayca/zahmet çekmeden yapmak/başarmak/gitmek/hareket etmek.
He breezed through the task
: İşi (kolayca) yapıverdi.
The car breezed along the highway
: Araba geniş yolda (rüzgâr gibi) gidiverdi.
Noun
cüruf, kömür mucuru.
breeze block
: cüruf tuğlası.
breeze concrete
: cüruflu beton, kum/çakıl
yerine cüruf kullanarak yapılan beton.
Noun
kül, odun/maden kömürü külü.
Noun
kül halinde ufak kömür yığını.
Noun
(bkz:
gadfly
)
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
bat the breeze
breeze
1
(5).
bat/shoot the breeze
(a) boşboğazlık/gevezelik etmek, (b) saçmalamak, palavra atmak.
He likes to shoot the breeze, so don't
take everything he says seriously: Plavra atmayı sever, her sözünü ciddiye alma.
coal breeze
kömür kırıntısı
coke breeze
kömür kırıntısı
dawn breeze
tanyeli
fresh breeze
taze hava
gentle breeze
meltem: Beaufort ölçeğinde saatte 8-12 mil (13-19 km) hızla esen yel.
Noun
land breeze
karadan esen rüzgâr
land breeze
kara meltemi
Noun, Environment-Ecology
light breeze
hafif meltem: Beaufort ölçeğinde hızı saatte 6.4-11.2 km olan yel.
Noun
moderate breeze
esinti, meltem, orta yel: hızı saatte 13-18 mil olan rüzgâr.
offshore breeze
meltem
pleasant breeze
tatlı meltem
sea breeze
denizden esen rüzgâr
sea breeze
meltem
sea breeze
imbat
shoot the breeze
breeze
1 (5).
stiff breeze
sert rüzgâr
strong breeze
kuvvetli rüzgâr, Beaufort ölçeğinde saatte 25-30 mil (40-48 km.) hızla esen rüzgâr.
Noun
breeze block
briket
breeze in
(a) zahmetsizce/rahatça/kolayca kazanmak.
He breezed in with an election plurality of 200,000.
(b)
breeze into = breeze out
dd
: pervasızca/etrafa metelik vermeden davranmak/hareket etmek.
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.