masrafların hesabını vermek
Verb
masraflarının hesabını vermek
Verb
Adli Yardım Taleplerinin İletilmesine İlişkin Avrupa Sözleşmesine Dair Ek Protokol
Noun, International Law
işten kovulmak istemek
Verb
işten ayrılmayı istemek
Verb
birinin ne düşündüğünü sormak
Verb
birinin fikrini almak
Verb
birinin fikrini sormak
Verb
birinden destek istemek
Verb
birinin desteğini istemek
Verb
(US) işvereninden maaşına zam istemek
Verb
(Br) işvereninden zam istemek
Verb
öldürülmekten korkmak
Verb
suçlarından yargılanmak
Verb
(Br) bitirme sınavına girmek
Verb
yaptığı harcamalardan sorumlu tutulmak
Verb
yaptığı harcamalardan sorumlu tutulmak
Verb
karısının borçlarından sorumlu olmak
Verb
yaptığı iyi işler için ödüllendirilmek
Verb
ihtiyarlığı için tasarruf yapmak
Verb
ihtiyarlık için tasarruf yapmak
Verb
isterse birinin olmak
Verb
bulunduğu mevkiden çok daha iyisine layık olmak
Verb
ruhsal sıkıntılarını işine bağlamak
Verb
birinin menfaatlerini korumak
Verb
kendi menfaatlerini korumak
Verb
işi için yanıp tutuşmak
Verb
birini istifaya davet etmek
Verb
Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi
Proper Name, Organizations
Uluslararası Satışı Sözleşmelerine Uygulanacak Hukuka Dair Sözleşme
Noun, International Law
yola çıkmayı bir hafta ertelemek
Verb
çocukları için kendini feda etmek
Verb
ailesinin hatırı için bir şey yapmak
Verb
oğlunu avukat yetiştirmek
Verb
Adli Yardım İçin Başvuruların İletilmesine Dair Avrupa Sözleşmesi
Noun, International Law
bütün sermayesini teçhizata yatırmak
Verb
geçimini sağlayamamaktan endişe etmek
Verb
geçiminısağlayamamaktan endişe etmek
Verb
(bir kimsenin) inancı uğruna savaş vermek
Verb
gayesi uğruna savaşmak
Verb
can kaygısına düşmek
Verb
kendi çıkarı için savaşmak
Verb
coşkularına bir boşaltma yolu bulmak
Verb
ürünleri için yeni pazar bulmak
Verb
askerliğe elverişli
Adjective, Military
kendini yeni işine ayarlamak
Verb
yapmacık, gösteriş, belirli bir etki uyandırmayı amaçlayan (şey).
He's not really hurt, he's just crying for your benefit: Bir yeri acımadı, sırf dikkatinizi çekmek için ağlıyor.
canı/hayatı pahasına, canını dişine takarak, tatlı canı için, bütün gücü/kuvveti ile.
-e göre, -nin fikrince, -e kalırsa.
for my money: bence.
For my money, there's nothing to be gained by waiting.
Not for every man's money: Herkesin harcı değildir.
He's the man for my money: Aradığım adam budur.
(bir kimseye) göre/kalırsa, … ce.
for my part: bence, bana göre/kalırsa, fikrimce.
for your part: sence, sana göre/kalırsa.
ceplerinde anahtar aramak
Verb
parası karşılığı az bir kâr sağlamak
Verb
parasının karşılığını almak
Verb
zarar ziyanı tazmin edilmemek
Verb
bir şeye kulak kabartmak
Verb
karınca kararınca yardım etmek
Verb
bir aday için oyunu kullanmak
Verb
yaz tatilini deniz kıyısında geçirmeye gitmek
Verb
mağrur olmak, yumurtadan çıkıp kabuğunu beğenmemek.
(a) şiddetli rekabetle karşılaşmak, (b) zahmetine değmek, büsbütün semeresiz olmamak.
işi kendisi için biçilmiş kaftan olmak
Verb
işi başından aşmak, işi çok zor olmak.
Bir kere başladık artık, sonuna kadar gideceğiz.
Sentence, Idioms
Başladığımız işi bitireceğiz.
Sentence, Idioms
Yarı yolda bırakamam.
Sentence, Idioms
Başladığın işi yarıda bırakamazın.
Sentence, Idioms
Battı balık yan gider.
Sentence, Idioms
Kendi iyiliğin için.
Sentence, Idioms
Senin iyiliğin için.
Sentence, Idioms
fiillerinin hak ettiği adil karşılık
skandallara meraklı olmak
Verb
nazar değmesin işareti yapmak
Verb
bir şeyi kendi harcamak üzere saklamak
Verb
yaşlılığı için bir kenara para koymak
Verb
biri için hayatını tehlikeye atmak
Verb
biri için hayatıni tehlikeye atmak
Verb
adını bir girişime vermek
Verb
yükü kendi sırtına yüklemek
Verb
birinin lehine çalışmak
Verb
ertesi gün ne yapacağını kararlaştırmak
Verb
giyimi için para ayırmak
Verb
ailesinin rızkını temin etmek
Verb
yaşlılığı için para ayırmak
Verb
zararlarını kapatmak
Verb
kayıplarını telafi etmek
Verb
vasiyetinde kızına bir ev bırakmayı düşünmek
Verb
değişiklik önergesi
Noun, Law
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı
Proper Name, International Economy
İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı
Proper Name, International Economy
fazla enerjilerini boşaltacak yer bulmak
Verb
evi için hâlâ borçlu olmak
Verb
hâlâ ev borçlu olmak
Verb
bilet ücretini ödemek
Verb
bir şeyi pahalı ödemek
Verb
istinaf dilekçesi
Noun, Law
çocukları için dişinden tırnağından artırmak
Verb
okumak için dişinden tırnağından artırmak
Verb
çocuklarının eğitimi için ayrılan para
yaşlılık için saklamak
Verb
yaşlılığı için biriktirmek
Verb
hizmetlerinin karşılığını almak
Verb
masraflarının hesabını vermek
Verb
seçme ve seçilme hakkı
Noun, Politics-Intl. Relations
biri için hayatıni tehlikeye atmak
Verb
canını kurtarmak, kaçıp kurtulmak.
macera hevesini tatmin etmek
Verb
yaşlılığı için para biriktirmek
Verb
yaşlılığı için biriktirmek
Verb
geçimi için eşek gibi çalışmak
Verb
geçimini kazanmak için canını dişine takmak
Verb
geçimi için eşek gibi çalışmak
Verb
güç bela geçimini sağlamak
Verb
güç bela geçiminısağlamak
Verb
çocuğundan para esirgemek
Verb
geçimini zar zor kazanmak
Verb
resim için poz vermek
Verb
parasını boşa harcamak
Verb
talebinde ısrar etmek
Verb
kararının nedenlerini açıklamak
Verb
haklarını yedirmemek
Verb
haklarını sonuna kadar savunmak
Verb
oğlunun borçlarını istemeye istemeye ödemek
Verb
alnının teriyle para kazanmak
Verb
birisinin söylediklerine inanmak.
take my word for it! sözüme inan!
işveren maaşına zam istemek
Verb
kendi hesabına yapılan işlem
sağlık nedenlerinden yolculuk etmek
Verb
sağlık nedeniyle yolculuk etmek
Verb
askerliğe elverişli değil
Adjective, Military
gelecek için tasarılarını açmak
Verb
Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması
Noun, International Law
ifadesinin doğruluğunu teyit etmek
Verb
boğazı tokluğuna çalışmak.
boğaz tokluğuna çalışmak
Verb
kendi hesabına çalışmak
Verb
geçimini sağlamak için çalışmak
Verb
geçiminısağlamak için çalışmak
Verb
geçimini sağlamak için çok çalışmak
Verb
çağdaşları için yazmak
Verb